Şube binasında düzenlediği basın toplantısında konuşan Türk Sağlık-Sen Kayseri Şube Başkan Yardımcısı Figen Bayer, "Bu mücadelenin kahramanları sağlık çalışanları ise tükenmişlik sendromu ile baş başa bırakıldılar. Sorunlarına çözüm üretilmedi, talepleri karşılanmadı. Türkiye’de sağlık çalışanını mağdur etme ve memnuniyetini önemsememe üzerine kurulan bir düzen var. Emeğinin karşılığının verilmemesi, sorunların görmezden gelinmesi gibi bir anlayış var. Bu bakış açısı tüm sağlık çalışanlarını mağdur ettiği gibi ebe arkadaşlarımızın da sorunlar içerisinde bir çalışma hayatı sürdürmelerine neden olmaktadır. Vekil ebe-hemşirelik, kamu dışı aile sağlığı çalışanı gibi istihdam modelleri ile güvencesiz ve düşük ücretlerle çalışmaya mahkum ediliyor. Eğitim ve sertifika programları ihtiyacı karşılayacak düzeyde yapılmıyor. Yapılanlara katılım konusunda da haksızlıklar oluyor. Ebeler bazı sertifika ve eğitim programlarına dahil edilmiyor. Oysa ki, ebelerimiz çalışma alanındaki tüm birimlerde görev yaptırılmaktadır. Anne ve bebek sağlığı için hizmet üreten ebelerimizin görev yaptıkları kurumların yüzde 80’inde kreş bulunmuyor. Bu zorluk kendi aile yaşamlarını da olumsuz etkiliyor. Bugün ebe arkadaşlarımız dünyaya gelen her bebeğin ilk nefesinde yanındalar. Anne ve bebek sağlığı için şifa dağıtıyorlar ama 10 yaşından küçük çocuğu olan sağlık çalışanı annelere idari izin yok. Süt izni kullanan sağlık çalışanı anneler de idari izinden mahrum bırakıldılar, bebekleri bile mağdur edildi. Kendi bebeklerinden ayrı kalan sağlık çalışanlarımız ise, kendilerine emanet edilen bebeklerin ailelerine kavuşmasını sağlıyorlar. Üvey evlat muamelesi gören sağlık çalışanlarımız böyle bir çarpık çalışma düzeni içerisinde canlarını hiçe sayarak sağlık hizmeti sunmaktadır. Tüm sağlık çalışanları gibi enflasyon karşısında eriyip giden ücretler, sözde kalan bir yıpranma payı, sefalete mahkum edilen emeklilik nedeniyle geleceklerinden endişe duyuyorlar. Ebe arkadaşlarımızın bu sıraladığımız temel sorunlarına duyarsız kalınması kabul edilebilir bir durum değildir. Aileye ve çocuğa çok önem verdiğini iddia eden ve bunu sık sık dile getirenlerin anne ve çocuk sağlığının temel taşı ebelerimizin sorunlarına kulak tıkaması da ayrı bir çelişkidir. Bu çelişkiler sonlandırılmalı ve ebe arkadaşlarımızın sorunları çözülmelidir" ifadelerini kullandı.
Bayer, "Araştırmamıza göre; sağlık çalışanlarının yüzde 79’u pandemi dönemi boyunca kendilerine gereken değerin verilmediğini düşünmektedir. Sağlık Çalışanlarının yüzde 92’si aldıkları maaş ve döner sermayelerin yeterli olmadığını belirtmektedir. Sağlık çalışanlarının yüzde 54’ü emeklerinin karşılığının verilmediğini düşünmektedir. Sağlık çalışanlarının yüzde 70’i geleceğe dair kendini güvende hissetmemektedir. Sağlık çalışanlarının yüzde 75’inin bu dönemde en büyük kaygısı virüsü aile bireylerine bulaştırmak olmuştur. Sağlık çalışanlarının yüzde 33’ü bulaş korkusu ile ailesinden ayrı bir yerde konaklamak zorunda kalmıştır. Sağlık çalışanlarının yüzde 80’i izinlerin yasaklanması ve yoğun çalışma temposu nedeniyle ailelerine yeteri kadar vakit ayıramadıklarını belirtmiştir. Sağlık çalışanlarının yüzde 83’ü psikolojik olarak tükenmişlik sendromu yaşamıştır. Sağlık çalışanlarının dile getirdikleri bu meseleler üzerinde durulmalı ve çare üretilmelidir. Canlarını hiçe sayarak savaşmanın karşılığı bu olmamalıdır. Türk Sağlık-Sen olarak çözüm üreten, sağlık çalışanlarının hakettiği mali ve özlük hakları veren, gözleri gören, kulakları duyan yöneticiler istiyoruz. ’Ebe arkadaşlarımızın tüm sağlık çalışanlarının sesine kulak verilmeli, onları sevindirecek düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir’ diyoruz. Bu düşüncelerle fedakârlık gerektiren mesleğin cefakar çalışanları olan tüm ebe arkadaşlarımızın Ebeler Haftasını kutluyor, sorunların çözülmesi için derhal adımların atılmasını talep ediyoruz" diye konuştu. 22 Nisan 2021 Perşembe 23:12
Türk Sağlık-Sen Kayseri Şube Başkan Yardımcısı Figen Bayer, 21-28 Nisan Ebeler Haftası dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında, "Vekil ebe-hemşirelik, kamu dışı aile sağlığı çalışanı gibi istihdam modelleri ile güvencesiz ve düşük ücretlerle çalışmaya mahkum ediliyor" dedi.