Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) açılışının 101. yıl dönümü nedeniyle Mecliste özel oturum düzenlendi.
TBMM’nin açılışının 101. yıl dönümü dolayısıyla özel oturum düzenlendi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un başkanlık yaptığı oturuma Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, kabine üyeleri, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kuvvet komutanları, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ve milletvekilleri katıldı.
Özel oturumda konuşan İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, İstiklal Savaşı’nı zafere taşıyan ve gazi ünvanı alan tek parlamentonun Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunu söyleyerek, “Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulduğu günden beri tarihin kendisine yüklediği sorumluluğun bilinciyle hareket etmiştir. Bu 15 Temmuz dahil olmak üzere ihtiyaç olan her zaman, her zeminde yerine getirilmiştir. Milletimizin tarihi yürüyüşünde yüksek bir sıçramadır, millet için efsanevi bir modernleşme hamlesidir” ifadelerini kullandı.
Milli egemenliğin gerçek manada hukukun üstünlüğünün sağlanması ile olacağını ifade eden Tatlıoğlu, “Milli egemenlik kuvvetler ayrılığının tesis edilmesi, yasama, yürütme, yargı yetkilerine sahip kurumların hakkıyla kullanılmasıyla mümkün olur. Milli egemenlik, milletin her ferdinin kendi iradesinin Mecliste var olduğunu hissettirerek, parlamentonun her türlü keyfi müdahaleye karşı itibarını koruyarak mümkün olur” şeklinde konuştu.HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç ise şöyle konuştu:
“Meclis 1920’de kurulduğunda gerçek halk egemenliğine dayanıyordu. 1921 Anayasası ademimerkeziyetçi bir anlayışı esas alıyordu. Bu kuruluş esasları zamanla yerle bir edildi ve bir asır boyunca bu ülkenin tüm kimlikleri ve kültürleri dışlandı, ötekileştirildi. Cumhuriyetin demokratikleşmesi her defasında darbelerle, müdahalelerle engellendi; baskıcı, otoriter sistem ve yönetimlerle sorunların üzerine sürekli yeni sorunlar ve yeni krizler eklendi. Cumhuriyetin demokratikleşmemesinin önemli bir sonucu da yüz yıldır çözülemeyen Kürt sorunu oldu. Türkiye’nin en temel sorunlarından biri olan Kürt sorununa yaklaşımda diyalog ve müzakere yerine çatışma ve yok sayma siyaseti izlendi. Çözümsüz bırakılan Kürt sorunu sorunları çözülemeyen bir Türkiye oluşturdu. Bugün cumhuriyet demokratikleşmediği için Kürt sorunu çözülemiyor, Kürt sorunu çözülemediği için cumhuriyet demokratikleşemiyor.”
Demokrat Parti ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, Meclisin sistematik hataları düzeltmediği sürece sorunların büyüyerek devam edeceğini ifade etti.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Başkanı ve Ankara Milletvekili Mustafa Destici de, Meclisin parasız, silahsız, erzaksız verilen olağanüstü mücadele sonunda kazanılan zaferin karargahı olduğunu söyleyerek, “Türkiye Büyük Millet Meclisi kazandığı zaferin ardından Cumhuriyeti ilan eden yıkılmış bir imparatorluğun enkazı üzerinde bağımsız, hür, çağdaş, güçlü bir devlet, ekonomi ve toplum inşa eden bir kurumdur. Hem Türk hem dünya tarihi açısından çok özel ve önemli bir konuma sahiptir. Sahip olduklarımızın değerlerini özellikle kaybetmeden bilmemiz önemlidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi devletin aklı, vicdanı, zırhı, iradesi, bizatihi kendisidir. Bize göre bu dönemde görev yapan Meclisimizin iki büyük görev ve fırsatı olduğunu düşünüyoruz. Bunlardan birincisi yeni bir sivil, demokratik anayasayı yapmalıyız. İkincisi ise Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Kanunu’nun ivedilikle demokratikleştirilmesi gerekmektedir. Meclisimize düşen önemli bir görev de Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere devletin her kademesinden terör uzantılarını temizlemek olmalıdır” diye konuştu.