Yakın tarihe kadar, Karadeniz’in kıyı şehirleri arasındaki ulaşımın işletilen vapur seferleriyle yapıldığını ifade eden İbrahim Kekeç, antik kent Filyos beldesi ve Filyos Vadisi’nin iç kesimlerdeki Çaycuma, Devrek, Gökçebey ve hatta ötesindeki Yenice halkının Zonguldak yolunun olmadığı dönemde ulaşımının sağlanmasıyla ilgili çalışma yaptı. Karayolunun olmadığı, demiryolunun da henüz Ankara’ya bağlanmadığı Cumhuriyet’in ilk yıllarında Vadi üzerinde yaşayan yöre halkının ulaşımlarını Filyos’tan deniz yoluyla yaptıklarının ortaya çıktığını anlatan Kekeç, şöyle devam etti:
“Ankara’yı Zonguldak ve Ereğli’ye bağlamayı amaçlayan Irmak-Filyos demiryolunun Filyos-Balıkısık(Yenice) kesimi tamamlanarak 1 Temmuz 1930 tarihinde tren seferleri başlamıştı. 1934 yılında da hattın Balıkısık-Eskipazar kesimi tamamlandı. Açılışa müteakip Filyos-Karabük(Safranbolu)-Eskipazar arasında 1 Haziran 1934 tarihinde tren seferlerine başlandı. Ancak bir sorun daha vardı. Demiryolu hattı Eskipazar’dan öteye henüz geçmediği, Zonguldak Limanı’na ulaştıracak karayolu da olmadığı için Filyos Vadisi halkının İstanbul’a, ya da başka şehirlere ulaşımı yine de mümkün olmuyordu. Filyos Vadisi’nde bulunan köy ve kasabalardaki yöre halkıyla daha Karabük ve Eskipazar’a kadar olan yöre halkının ulaşımları için demiryoluna ilaveten önemli bir adım atıldı. Bu önemli adımın adı da Filyos’tan vapur seferlerinin başlatılmasıydı. Konuyla ilgili 3 Mart 1934 tarihli gazete haberlerinde ‘Irmak-Filyos demiryolunun Safranbolu’ya kadar olan birinci kısmının inşaatının bitmiş olması hasebile Denizyolları İşletmesi İdaresince Karadeniz’e işleyen vapurlarının bundan sonra artık Filyos’a da uğrayarak geçmesi tensip edilmiş’ denilmekte ve bu amaçla Filyos’ta da bir acentelik tesis olunduğu belirtilmekteydi. 1 Haziran 1934’te Filyos-Karabük Eskipazar arasında trenlerin sefere başlamasıyla yöre halkının ulaşımları, tren seferlerine bağlı olarak Filyos’tan işletilen vapur seferleriyle temin edilmiştir. Demiryolunun kalan kesimlerinin tamamlanmasıyla Zonguldak’ın demiryoluyla Ankara’ya ulaşımı ancak 1937 yılında mümkün olabildi. Bununla birlikte yöre halkının İstanbul’a ulaşımlarını trenle Ankara üzerinden değil, trenle Zonguldak ve devamında da denizyolu ile gerçekleştirmekteydiler. Zonguldak, Filyos, Karabük, Eskipazar ve İsmetpaşa yolcularının 1 Mayıs 1941tarihinden itibaren Galata rıhtımından kalkacak Aksu vapuruna bineceklerinin belirtildiği söz konusu Tebliğ’de; vapurun saat 18’de Zonguldak’a varacağı, Filyos, Karabük, Eskipazar ve İsmetpaşa yolcuları için Zonguldak’tan tren işletileceği ifade edilmiştir. Yöremizin ünlü şairi Rüştü Onur’un Karabük Demir Çelik’te göreve başlayan eşi Mediha Sessiz’in İstanbul-Karabük seyahatindeki tercihi de vapur ve trenden yanaydı. İstanbul vapurların Filyos’a da uğramasına karar verildiği ve Filyos’a da bir acente açıldığı dönemde Karadeniz’de büyük vapurların yanaşabileceği limana sahip şehir sayısı çok azdı. Bırakınız Filyos’u, Zonguldak bile yeterli limana ancak 1953 yılında sahip olabilmişti. Yeterli limanı olmayan, iskeleye yanaşmanın da mümkün olmadığı duraklarda denizyolu ulaşımı hiç de kolay değildi. Cide İskelesinin o döneme ait fotoğraflarından, 1927 yılında yapılan küçük bir iskeleden ibaret olan Filyos’taki deniz yolculuğunda yaşanan manzaraları tahmin etmek hiç de zor değil.” 07 Mayıs 2021 Cuma 16:49
Araştırmacı-Yazar İbrahim Kekeç, Filyos Vadisi’nin tarihteki deniz yolculuğunu anlattı.