İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) Genel Kurulunda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, temmuz ayında yapılması öngörülen yüzde 10’luk zammı iptal ettiklerini ve 2021 yılı sonuna kadar suya zam yapılmayacağını söyledi.
İZSU Genel Müdürlüğünün 2020 faaliyet raporu ve 2020 mali yılı bütçesinin kesin hesapları ile bilançosu oylandı. AK Parti ve MHP ret, CHP ve İYİ Parti kabul oyu kullandı. Raporlar, oy çokluğu ile kabul edildi. Genel kurulda konuşma yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Buradan, tüm İzmirli vatandaşlarımıza müjdeli bir haber vermek istiyorum. Ekonomik şartlar ne kadar zorlasa da, 2021 yılı sonuna kadar suya zam yapmayacağız. Bütçe planımızda yer alan, meclisimizde onaylanan ve 2021 yılı temmuz ayında yapılması öngörülen yüzde 10’luk zammı iptal ediyoruz. Üstelik son yüzyılın belki de en olağanüstü koşullarını yaşamamıza rağmen. 1,5 yıldır devam eden pandemi koşullarının bütün hesapları alt üst etmesine, elektrik, doğalgaz, akaryakıt fiyatları ve dövizdeki artışa rağmen. 30 Ekim’de yaşadığımız 6.9 büyüklüğündeki deprem felaketine ve 2 Şubat’taki sele rağmen” diye konuştu.
AK Parti’den dört başlıkta eleştiriler
Genel kurulda söz alan AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal, “Bugün İzmir’in özünü konuşacağız. İZSU, İzmirlilerin altyapı ve su ihtiyaçlarını karşılaması gereken bir kuruluş ama biz ‘İZSU’ denince İzmirlilerin aklına ne geliyor diye İzmirlilere sorduk. İzmirlilerden ilginç cevaplar geldi. İlk akıllarına gelen cevap; dönem dönem musluklarından akmasını bekledikleri, Türkiye’nin en pahalı suyu geliyor. İkinci cevap olarak; her yağmur sonrasında taşan dereler, su baskınına uğrayan sokaklar, evler, işyerleri akıllarına geliyor. Üçüncü cevap olarak; bugüne kadar İzmir’de görev almış belediye başkanlarının çoğunun ve Başkan Soyer’in hayalini süsleyen yüzülebilir Körfez, yani Körfez problemi, dördüncü cevap olarak da koku problemi akıllara geliyor. İzmir’de hala bir koku gerçeği var. Sayın Tunç Soyer, belediye başkanı olmadan önce bu sorular sorulsaydı herhalde kendisi de aynı cevapları verecekti. Çünkü vaatlerinde bunlar var. 2019’da 100 kilometreye yakın yağmur suyu hattından, içilebilir sudan, yüzülebilir Körfez’den bahsetmiş ama bugün geldiğimiz noktada farklı bir söylem ortaya koyuyor. Bu da İzmirlileri üzüyor” ifadelerine yer verdi.
“Türkiye’de su şampiyonu İzmir”
Faaliyet raporunu, İzmirlilerin dört temel sorun olarak ortaya koyduğu sorunlar ışığında değerlendirdiklerini kaydeden Hızal, sözlerini şöyle sürdürdü: “İzmirliler, 2019 31 Mart sonrası musluklarından akan suyu içme hayaline kapılmışken bambaşka gerçekle karşılaştılar. İzmir’in suyundan içen tek kişi herhalde Sayın Özuslu oldu. Geçmiş zamanlarda burada musluktan su içmişti ve sağlığından endişe etmiştik. İzmirliler, musluk suyu içmeyi hayal ederken, Türkiye’nin en pahalı suyuyla karşılaştılar. Türkiye’de su şampiyonu İzmir. İzmir, su fiyatları ve zamları konusunda şampiyonluğu kimseye bırakmıyor. Yaklaşık üç kez zam yaptınız. Dönem dönem İstanbul şampiyonluğu almak için atak yapıyor ama İstanbul’un meclisinde Cumhur İttifakı ağırlığı söz konusu olduğu için bu atak sonuçsuz kalıyor. Muhtemelen haziran ayında da bir zam planlanıyor. Evet girdi fiyatlarında artış var ama o artış başka şehirlerde de olmuş. Su zammı konusundaki en yakın rakibinize 1 lira fark attınız. Girdi fiyatlarını bahane olarak gösterirseniz.”
“Kayıp kaçak miktarının 660 milyon TL”
“İZSU’nun suya zam yaparak İzmirlilerin sırtına bindirdiği yükün sebebi kayıp kaçak oranları” diyen Hızal, 2020’de kayıp kaçak miktarının 660 milyon TL olduğunu söyledi. Bunun sorumlusunun İZSU ve İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri olduğunu savunan Hızal, şöyle devam etti: “Kayıp kaçağı düşürmek için çabalamayan İZSU, su tahsilatı için çaba ortaya koyuyor. İZSU, İzmir’de 4 yaşındaki çocuğa yasal olmayan icra takibi başlatıyor. Aynı İZSU, maalesef kayıp kaçak oranlarını aşağı indirmek için çaba göstermiyor. Kayıp kaçağın artmasının sebebi hatların eski olması. Kayıp kaçak meselesinde İzmir’de bazı siyasiler Gördes Barajı’ndaki kaçaktan bahsediyor. Gördes, İzmir’deki içme suyunu karşılamak için DSİ’nin yaptığı muazzam bir projedir. Arada ne kadar kaçak varsa İZSU’da, İzmir Büyükşehir Belediyesinde var. Gelsinler kaçağı burada arasınlar. İzmir’e yaz aylarında bazı ilçeler susuzluktan kırıldı. Su sorunlarını, tankerlerle su taşıma fotolarını muhtemelen bu yıl da göreceğiz.”
“İZSU, sadece 34.9 kilometre yağmur suyu hattı yaptı”
Yağan her yağmur sonrasında derelerin taştığını, su altında kalan pek çok yer olduğunu ifade eden Hızal, şöyle konuştu: “İzmir, uzun yıllar önce bu konuda en çok acı çeken şehirlerden biri. Onlarca canı sel ve taşkınlarla vermiş bir şehir. En ciddi dersleri çıkarması gereken bir şehir ama bu ders çıkartılmadı. Şu an İzmir’de yaşanan taşkınlar ve seller, suların çekilmesinden sonra unutuldu.” Hızal, daha sonra geçmiş yıllarda ve geçen yıl çekilen sel görüntülerini göstererek, “Sizden önce 6 yıl hiçbir şey yapılmazken, sizin görev yaptığınız 2 yılda da hiçbir şey yapılmadı. Demek ki İzmir’de bir altyapı sorunu var. İzmir Büyükşehir Belediyesinin, yağmur suyu hatlarını yapması gerekiyor. Ancak İZSU, 2019’da sadece 34.9 kilometre yağmur suyu hattı yaptı” diye konuştu.
“Körfez’e onlarca noktadan kirlilik akıyor”
Körfez konusunda İzmirlilerin akıllarının çok karışık olduğunu dile getiren Hızal, “Sayın Başkan, göreve başladığında vaatte bulundu. ‘2 yıl sonra Körfez’de yüzeceğim’ dedi. Sonra ‘3 yıl sonra’ dedi. En son ‘görev süremin sonunda yüzeceğim’ dedi. Körfez’de nasıl yüzeceksiniz? Ciddi bir kirlilik var. Sizden önceki başkan, Körfez’deki sirkülasyon projesinden bahsetti. Soyer de basit bir çözüm üretti; ‘Onlarca noktadan akıntı var. Yeter ki kirletmeyelim, temiz tutarsak doğanın kendi gücü temizlemeye yetecek’ dedi. Körfez şu an İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU eliyle kirletiliyor. Körfez’e onlarca noktadan kirlilik akıyor. Bu kirliliği engellemedikçe bu Körfez kirli olmaya devam edecek. Esasında başkan bugün de yüzebilir. Nasıl Özuslu musluk suyu içtiğinde sağlığından endişe ettiysek, Başkan Soyer de Körfez’e girse endişe duyarız ama esas konu İzmirlilerin Körfez’de yüzüyor olması” sözlerine yer verdi.
“Dereleri İzmir Büyükşehir Belediyesi kirletiyor”
İzmir’deki koku probleminin, Türkiye’de başka hiçbir şehirde olmadığını belirten Hızal, “Sayın Başkan da 2 yıl önce koku problemi söyledi ve ‘ortadan kaldıracağız’ dedi. Birkaç aparat takmakla problem çözülür mü sanıyorsunuz? Ortadan kaldırılması için derelerden kirlilik akmaması gerekiyor. Bir kere, derelere kirliliğin akmaması gerekiyor. Melez çayında koku bastırmak için kireç döküyorsunuz. Sonra yine koku başlıyor. Kireç kesin çözüm değildir. Dereleri İzmir Büyükşehir Belediyesi kirletiyor. Çünkü sorumluluk onlarda” ifadelerine yer verdi.
“Paranız mı yok, bütçeniz mi kısıtlı?”
Temel sorunları çözmesi gereken kurumların, İZSU ve İzmir Büyükşehir Belediyesi olduğunu söyleyen Hızal, “Paranız mı yok, bütçeniz mi kısıtlı? İZSU, yatırımcı bir kuruluş olmak zorunda. İZSU’nun 2020’de yatırım bütçesi 1 milyar 176 milyon olarak belirlenmiş. Gerçekleşen rakam ise 554 milyon. Yani tüm bütçe içindeki payı yüzde 26. Son 3 yılın en düşük payı. Direkt yatırıma ayrılan bütçe; yani gayrimenkul, sermaye, üretim giderleri bütçesi ise 336 milyon. Yani yüzde 20 civarı. Sayın Soyer, her yerde İZSU’nun yatırım yaptığını söylüyor. 2020 yatırım bütçeniz ortada. İZSU, binin üzerinde aracı olan bir kurum. Bu yetmemiş, 640 araçlık ihaleye çıkmış. Bu sene yine 640 araçlık ihaleye çıkmış ama bu kez araçların içerisinde 62 makam aracı için de ihaleye çıkılmış. Bu yatırım bütçesi değil, israf bütçesi” dedi. Hızal, “Bu rakamlarla hedefler tutmaz. İzmir kokar, su baskınları olur. Gelin işbirliği ile İzmir’in bu sorunlarını ortadan kaldıralım” diyerek sözlerini sonlandırdı.
“Susuzlukla ilgili sorun yaşanmadı”
Mecliste, CHP Grup Başkan Vekili Nilay Kökkılınç, MHP Grup Başkanvekili Selahattin Şahin ve İYİ Parti Grup Başkan Vekili Kemal Sevinç’in yanı sıra meclis üyeleri de konuşma yaptı. Yaz aylarında İzmir’in tatil merkezi ilçelerinde yaşanan su sorununa ilişkin Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan ise, “1,5 yıldır bölgemizde bozulmadan kaynaklı sorun dışında susuzlukla ilgili sorun yaşamadı. Belki doldurma suyla da olsa halkım susuz kalmadı. Sonra da sorun giderildi” dedi.
“841 milyon lira buharlaşmadı”
Konuşmasında, meclis üyelerinin sözlerine cevaplar veren Başkan Soyer, Kiraz ilçesinde yaşanan su sorunlarına ilişkin, “Kiraz en büyük sıkıntı yaşadığımız ilçelerden biriydi. 27kuıyu açtık 15 tanesi daha açılıyor. Biyolojik artırma tesis sürecinde de projemiz tamamlandı Kiraz’da bu yıl susuzluk sorunu yaşamayacağız” diyerek güvence verdi. Selçuk’ta arıtma tesisi ihalesinin bu yıl yapılamadığını belirten Soyer, “Şu anda proje hazırlığı yapılıyor. Yılbaşında ihale yapılabilecek” diye konuştu. Eleştirilere yanıt veren Soyer ayrıca, “İZSU, denilenin aksine 841 milyon liralık yatırım yaptı. 841 milyon lira buharlaşmadı. Her bir lirası yatırım olarak duruyor. Kah yeni su kanalı, kah isale hattı, kah artıma tesisi ama 841 milyon liralık İZSU yatırımı var. ‘Hiçbir şey yapılmadı’ demek çok doğru olmaz” ifadelerine yer verdi.“Aklımız başımızdaydı”
İzmir’de, İZSU sayesinde suya erişemeyen tek bir hane olmadığını söyleyen Başkan Soyer, “Az önce, ‘deprem olunca deprem hatırlanıyor, sel olunca sel hatırlanıyor, sonra unutuluyor’ dendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak deprem olmadan Deprem Afet Daire Başkanlığı, pandemiden önce Toplum Sağlığı Daire Başkanlığı, sel olmadan İklim Değişikliği ve Çevre Koruma Kontrol Dairesi Başkanlığı kurduk. Aklımız depremle, selle başımıza gelmedi. Aklımız başımızdaydı. Ona göre çalışma yatık. Şimdi de 30 yılı öngörerek çalışmaya devam ediyoruz” dedi.
“Taahhüt edilen su miktarı hiçbir zaman İzmir’e verilemedi”
Gördes Barajı’nın suyunun İzmir’e verilmesi için yatırımlar yapıldığını ifade eden Başkan Soyer, DSİ ile yıllık 59 milyon metreküp su alımı öngörerek Gördes Barajı’ndan İzmir’e taşınmak üzere bir protokol imzaladıklarını, ancak DSİ tarafından inşa edilen Gördes Barajı’ndan taahhüt edilen su miktarının hiçbir zaman İzmir’e verilemediğini söyledi. Gördes Barajı’nın tamamlanma tarihinden bu yana yıllık 59 milyon metreküp su taahhüdünün hiç bir zaman gerçekleşmediğini belirten Soyer, “DSİ 2015 yılından itibaren hiç su vermediği 3,5 yıl da dahil olmak üzere sanki bu suyu vermiş gibi İZSU’dan 55 milyon 611 bin TL tahsilat yaptı. Dahası, bugünkü genel kurulda da gündeme alındığı üzere Devlet Su İşleri 2015 öncesindeki dönem için de 45 milyon TL anapara, 16 milyon TL de faiz tahsil ediyor. Gördes Barajı için DSİ’ye ödeyeceğimiz toplam 270 milyon TL, 47 milyon TL değerindeki arıtma tesisi, 14 milyon TL’lik iletim hatları ve 16 milyonluk faiz ödemesi bir araya geldiğinde, belediyemizin bu yatırım için harcayacağı toplam miktar tam 347 milyon liradır. Dolayısıyla bu barajdan İzmir’e temin edilmesi beklenen ve fakat henüz tam olarak verilemeyen su kimsenin lütfu değil, İZSU’nun kendi bütçesinden ödediği bir yatırımdır” diye konuştu.
“İzmir’de hiç kimseyi ve hiçbir haneyi susuz bırakmayacağız”
22 milyon metreküplük kuyular ve 18 milyon metreküplük Halkapınar kaynaklarının, İzmir’in en önemli içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajı’ndan bir yılda alınan suyun yüzde 40’ına karşılık geldiğini, Gördes Barajı’ndan bu güne kadar tedarik edilen suyun ise kat kat üzerinde olduğunu ifade eden Soyer, “Özetle, İzmir’e birkaç yıl içinde Gördes Barajı’nın tamamı ve Tahtalı Barajı’nın neredeyse yarısı kadar yeni içme suyu kaynağı kazandırdık. İzmir’de hiç kimseyi ve hiçbir haneyi susuz bırakmayacağız. Mustafa kardeşime suyu içtiğinde bir şey oluyor. Suyun içilebilir olduğunu bakanlık uzmanları da söylüyor. Bizim iddiamız olmaktan çoktan çıktı. Su, Mustafa Bey’in de suyu kullanan İzmirlilerin de sağlığını tehdit etmiyor” sözlerine yer verdi.
“Deniz suyundan tedarik olabilir”
İzmir İçme Suyu Master Planı’na göre, İzmir’in 2030 yılından sonra içme suyunun bir kısmını deniz suyundan tedarik etmek zorunda kalabileceğini söyleyen Soyer, ilk yatırımlarını susuzluk riskinin en yüksek olduğu Çeşme ilçesinde yapmaya karar verdiklerini belirtti. Çeşme’de Kara Abdullah Burnu’nda deniz suyu arıtma tesisi için çalışmaları başlattıklarını dile getiren Soyer, bu projenin 2023 yılında hizmete girmesini hedeflediklerini kaydetti. Soyer, daha sonra yaptıkları içme suyu arıtma tesislerini anlattı.
“Kayıp kaçak oranımız yüzde 28”
Uzun yıllar ihmal edilmiş ve kayıp kaçaklara neden olan iletim hatlarının değişmesi için de il genelinde seferberlik başlattıklarını belirten Soyer, su kaçağının en yüksek olduğu yerlere öncelik verdiklerini, toplamda 605 kilometrenin yenilenmesini sağlayıp kayıp ve kaçakları engellediklerini söyledi. Çeşme ilçesinin, yaz nüfusunun en fazla olduğu turizm bölgesi olduğunu hatırlatan Soyer, Ildır kuyularından gelen 42 kilometre uzunluğundaki iletim hattını yenileyerek Çeşme’nin yaz mevsimindeki su sıkıntısını ortadan kaldırdıklarını belirtti. Soyer, ardından diğer ilçelerde yapılan yatırımları sıraladı. Kayıp kaçakları en aza indirmek üzere kararlılıkla çalıştıklarını ifade eden İZSU, “Tarım ve Orman Bakanlığı, Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün 2023 için koyduğu yüzde 30 hedefini şimdiden yakalamış durumda. İzmir genelinde bugünkü kayıp kaçak oranımız yüzde 28. Bu oranı Menderes’te yüzde 10’a, Bayındır’da yüzde 11’e, Urla’da yüzde 7’ye indirdik. Hedefimiz tüm ilçelerde ve İzmir genelinde çok daha düşük seviyeleri yakalamak” diye konuştu.
“Kirlilik sorununu dışarıdan kuşattık”
Yüzülebilir Körfez hedefi için bugüne kadar öngörülenden çok daha farklı bir plan uygulamaya koyduklarını dile getiren Soyer, şunları söyledi: “Körfezi içinden değil, sorunun kaynağından itibaren temizlemeye başladık. Bu yüzden çalışmalarımız göze pek görünmüyor olabilir. Fakat biz Buca’da, Bornova’da ve Körfez havzasının tüm bölgelerinde yıllardır bekleyen yağmur suyu ayrıştırma projeleri için kazma vurduk. Kirlilik sorununu dışarıdan kuşattık. Son iki yılda 72 kilometrelik ayrıştırma kanalı tamamlandı ve ihalesini yaptığımız 62 kilometrenin yapımına başlandı. Bu yıl ise 204 kilometrelik ayrıştırma kanalının yapımını ihale ediyoruz. Ayrıca 250 km yağmur suyu hattının daha proje çalışmaları devam ediyor ve önümüzdeki sene yapım ihalesine çıkılacak. Böylelikle, 2024 yılına kadar 588 km yağmursuyu ve kanalizasyon hattı ayrıştırmasını yapacağız. Süreç tamamlandığında, İzmir sel riskinden kurtulacak, arıtma tesisimizin ömrü uzayacak ve aşırı yağmurlu günlerde Körfez’e karışan kirlilik kaynağı ortadan kalkacak.”
“Körfez’in kirlilik kaynağının yüzde 70’ini tamamen ortadan kaldırmış olacağız”
588 kilometrelik yağmursuyu imalatları tamamlandığında toplam 6 bin 825 hektarlık alanda sel baskını ihtimalini önleyeceklerini belirten Soyer, şöyle konuştu: “588 kilometre ayrıştırılması gereken yağmur suyu hattının cüzi bir kısmına karşılık gelmekle beraber, bu çalışma ile Körfez’in kirlilik kaynağının yüzde 70’ini tamamen ortadan kaldırmış olacağız. Bunun nedeni, yapılacak ilk 588 kilometrelik hattın körfezin asıl kirlilik kaynağını oluşturan ana omurga olması.”
“Balçova ayrıştırma projesi İzmir Körfezi’nin temizlenmesi için tarihi önem taşıyor”
2024’e kadar tamamlanacak projelerden bahseden Soyer, “Balçova etabını tamamladığımızda tüm bu bölgedeki kanalizasyon suları artık Çiğli Arıtma’ya değil, Narlıdere’deki arıtma tesisine gidecek. Bu da Narlıdere’deki tesisimizin kapasitesinin iki kat artırılmasını gerektiriyor. İZSU bu konuyla ilgili tüm hazırlık çalışmalarını tamamlamış olmasına rağmen, Milli Savunma Bakanlığımızdan arıtmanın kapasite artışına dair nihai onayı henüz alamadık. Maalesef nihai onay eksiği çıkartılmış. Bunu beraberce üstenebiliriz. Çünkü bu kapasitenin iş iki katına çıkartılması şart. Balçova ayrıştırma projesi İzmir Körfezi’nin temizlenmesi için tarihi önem taşıyor. Çünkü Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’na yüksek kesimlerden gelen sular, birleşik sistem olması nedeniyle buradaki kollektörün kapasitesini çok zorluyor. Bu durum, yağmurlu günlerde kirliliğin körfeze zorunlu deşarjına neden oluyor. Balçova ayrıştırma projemiz sahile inen suların Çiğli Arıtma yerine Batı’daki Narlıdere’ye ulaşımını sağlayarak körfezin en büyük kirlilik kaynaklarından birini tümüyle ortadan kaldıracak. Bu nedenle tüm meclis üyelerimizin tarihi öneme sahip bu proje için Mili Savunma Bakanlığımızdan gerekli onayın alınması konusunda desteklerini bekliyoruz” dedi.
“Görev sürem içerisinde Körfez’de yüzeceğim”
Körfez’in temizlenmesi ile ilgili detaylar vermeye devam eden Soyer, “Özetle, sürekli kirlenen bir şeyi yüzeysel olarak temizlemeye çalışmak yerine, kirliliğin kaynağını kökünden ortadan kaldırmaya karar verdik. Aldığımız karar, bilimseldir, gerçekçidir ve İzmir Körfezi’ni bir daha kirlenmemek üzere temizleyecek olan yegane yöntemdir. Bu nedenle tüm meclis üyelerimizden 588 kilometrelik yağmur suyu kanalı ayrıştırma hedefimizi kısa sürede gerçekleştirmek için tam destek bekliyorum. 588 kilometrelik yatırımımız tamamlandığında, Güzelbahçe’de aldığımız Mavi bayrak unvanı, etap etap körfezin içlerine, İnciraltı’na ve ardından Konak ilçemize doğru yayılacak. 5 sene öncesinde Körfez’de çipura yakalayan balıkçı görmek mümkün değildi amaa bugün sahillerde her gün artan balıkçı sayısından denizdeki balık popülasyonunun ne kadar arttığını görebilirsiniz. İzmir Körfezi ile ilgili açılan sergi Maldivler’den değil İzmir’den. Her saat, her gün, daha temiz olmaya devam edecek. Sözümün arkasında duruyorum. Görev sürem içerisinde Körfez’de yüzeceğim” diye konuştu.
“Şov bunun neresinde?”
Manda Çayı temizlik ve zemin iyileştirme çalışmaları kapsamında, dere tabanında biriken 83 bin ton dip çamurun alındığını söyleyen Soyer, “600 metre mesafede taban ve şev betonu atılarak ıslah çalışması yapıldı. Olası taşkınlar önlendi, oksijen oranı arttırılarak canlı popülasyonu artırıldı. Manda Çayı şov olsun diye yapılmadı. Bunu bütün derelerimize taşıyacağız. Derelerin Körfez’e temiz akmasını sağlamak için canla başka çalışmaya devam edeceğiz. Şov bunun neresinde?” diye sordu.