Antalya’da yaşayan evli ve bir çocuk annesi Müge Cücü, 5 yıl önce oğluna çok istediği süper kahraman karakterlerini almak için oyuncakçıya gitti. Mağazada istediği oyuncakları bulamayan ve bulduklarının da plastik olması nedeniyle sağlıksız olduğunu değerlendiren Cücü, kendisi ahşaptan aynı karakterleri yapmaya karar verdi. Tasarım yeteneği güçlü olan Cücü, karakterlere uygun olarak çizdiği çizimleri bir marangozun yardımıyla kalıplarını çıkardı. Bu kalıpları birbirinden renkli boyalarla boyayan Cücü, yaptığı eserlerini ilk olarak oğluna verdi, daha sonra çevresindeki çocuklara hediye etti. İlgi ve talebin artması üzerine Müge Cücü, evinin bir köşesini küçük bir atölyeye çevirdi. Cücü, tasarladığı ahşap oyuncakları bazen 3 saat, bazen de 2 gün içinde boyama işlemlerini bitiriyor. Elden ve internet üzerinden satışlarına devam eden Cücü’nün en büyük hayali ise yurt dışına ürünlerini ulaştırabilmek.
5 yıl önce oğluna aradığı oyuncağı bulamayınca, kendisi oyuncak tasarlamaya karar verdiğini kaydeden Müge Cücü, “İstediği oyuncak çok pahalıydı ve plastik olması nedeniyle sağlıksız buluyordum. Sonra kendim tasarlamaya karar verdim, ahşaptan karakterler yaptım. Hem oğlum çok beğendi, ben de yapmaktan oldukça keyif aldım. Daha sonra da arkadaşlarımın çocuklarına yapmaya başladım. Ardından bunu iş haline çevirdim ve devam ediyorum” dedi.
İlk olarak bu işe küçük ahşap karakterlerle başladığını ifade eden Cücü, ardından daha büyük ahşaplara karakter vermeye başladığını söyledi.
“Evimde kendi atölyemi oluşturdum”
Yaptığı tasarımlarda 100’e yakın boya kullandığını dile getiren Müge Cücü, “50’ye yakın fırçalarım vardır. Kendi evimde çalışıyorum. Evimde kendi atölyemi oluşturdum. Burada yapmaktan mutluyum. Evde olmak, ev hanımının tasarım yapması için avantajlı bir durum. Ben bunu değerlendirdim” diye konuştu.
Cücü, yaptığı işin uluslararası isminin, “pegs baby” (mandal bebek) olduğunu söyleyerek, “En küçüğünü yapmam yaklaşık 3 saatimi alıyor. En büyüğüne yaklaşık 2 gün ayırıyorum. Daha uzun süren karakterlerim de oluyor” dedi.
“Türkiye’nin en iyi tasarım dükkanlarıyla çalışıyorum”
Tasarımlarına ilginin yoğun olduğuna dikkat çeken Cücü sözlerine şöyle devam etti:“Bu ilgi, gittikçe de büyüyor. Birçok dükkanla çalışıyorum, evden ürün satışımda oluyor. Türkiye’nin en iyi tasarım dükkanlarıyla çalışıyorum. Daha da gelişmek istiyorum. Bu kadar olacağını hayal etmiyorum. İlerledikçe bende kendime şaşırıyorum. Ama bu durumdan çok mutluyum. Evden yaptığım için kazancımı fazla yeterli bulmuyorum. Daha da yükselmesini istiyorum ve çabalıyorum.”
Tasarımlarının sadece Antalya ile sınırlı kalmadığını vurgulayan 41 yaşındaki Müge Cücü, Türkiye’nin birçok tatil beldeleriyle de iş yaptığını vurguladı. Cücü, hedefinin ise yurt dışındaki ünlü tasarım dükkanlarıyla çalışmak olduğunu söyledi.
“Kadının bir birey olduğunu göstermek gerekiyor”
Ev hanımlarına farklı işlerle meşgul olmaları konusunda mesaj veren Cücü, “Önemli olan insanın yeteneğini keşfetmesi. Bir ev hanımı örgüyü çok iyi örebilir ya da çok iyi yemek yapabilir. Bunları değerlendirebileceği ortamlar çok fazla. Önce bunları keşfetmesi lazım. En iyi malzemelerle en iyi ürünü çıkardığınız zaman zaten dışarıdaki insanlar beğeniyor. ‘Ben hiçbir şey yapamıyorum, pazarlayamıyorum’ demesinler. Gerçekten pazar çok büyük. Bunun içine girmek ve öğrenmek gerekiyor. Bir kadın hiçbir şey bile bilmiyorsa, belediyenin açtığı ücretsiz kurslar var. Kurslara başvurabilirler. Bir kadının mutlaka üretip, ekonomiye katkı sağlaması ve birey olduğunu göstermesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
"Çocuğumun oyuncak isteği beni buralara getirdi"
Tasarımcı Müge Cücü sözlerini şöyle noktaladı:
“Küçük bir oyuncakla başladım. Şimdi koskocaman tasarımlarım birçok dükkanda yer alıyor. Daha da iyi olacak inşallah. Oğluma yaptığım oyuncaklar hala duruyor. Oğlum şu anda çok büyüdü, oyuncaklara ilgisi yok. Ama yine de önceden ona yaptığım oyuncaklara el emeği olduğu için kıymet verdiğini görmek, beni mutlu ediyor. Oğlumun oyuncak hayali beni buralara kadar getirdi. Hızlı bir ilerleme oldu. Bunun için çok çabaladım ve çalıştım. Çocuğumun küçücük bir oyuncak isteği beni buralara kadar getirdi.”
(