NATO PA Genel Kurulu Ekonomi ve Güvenlik Komisyonu toplantısında konuşan NATO Parlamenter Asamblesi Türk Delegasyonu Üyesi ve AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu Ban, Avrupalı meslektaşlarına İsrail zulmünü anlattı. Batı’nın yaşanan katliamlara karşı sessizliğini de eleştiren Taşkesenlioğlu Ban, Filistin’de masumların katledildiğini vurguladı.
AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu Ban, online yaptığı konuşmada NATO Parlamenterlerinin İsrail’i kınaması gerektiğini ifade ederek, hem NATO’nun hem de NATO Parlamenter Asamblesinin yaşanılanların farkında olmasını ve sürekli görmezden gelmeyi bırakmasını istedi.
Taşkesenlioğlu Ban, “Birkaç gün önce Orta Doğu’da gerginliğin yeniden yükseldiğine şahit olduk. İsrail’in Yahudi yerleşimcilere yer açmak için birçok Filistinli aileyi Şeyh Cerrah’taki evlerinden çıkarmaya kalkışması ile gerginlik başlamıştır. Bu tabii ki yeni bir vâkıa da değildir. İsrail zaten on yıllardır Filistin halkını evlerinden çıkarıyor. Son yarım yüzyıl; toprak tahsisleri, yerleşimlerin genişletilmesi ve Filistinlilerin giderek daha yoğunluklu ve bölünmüş alanlara sıkıştırılması ile geçti. Bunların tamamının uluslararası hukuka aykırı olmasına ve savaş suçları teşkil etmesine rağmen, uluslararası toplum olaylara yüz çevirmeyi tercih ederek, hiçbir tepki vermeden İsrail’e gücü dâhilinde istediği her şeyi yapması için izin verdi. Gerginliği başlatan İsrailli askerler Müslümanlar için en kutsal üçüncü mekân olan Mescid-i Aksa Camii’ne mübarek Ramazan ayında baskın düzenledi ve camide ibadet eden yüzlerce Müslümanı yaraladı” dedi.
Kayıplar her an artıyorİsrail zulmünü artırarak devam ettiğini ifade eden Taşkesenlioğlu Ban, “İsrail, Gazze’ye karşı geniş çaplı hava ve kara saldırısı başlattığını ilan etti. İsrail Hava Kuvvetleri; konutları, okulları ve hatta hastaneleri vurdu. Devam eden saldırılarda 31’i çocuk, 19’u kadın, 130’dan fazla Filistinli sivil vatandaş hayatını kaybetti. Kayıpların sayısı anbean artmaya da devam ediyor” diye konuştu.
İsrail’den yana oldular
Yaşananların ardından İsrail vahşeti yerine Haması hedef alan açıklamalar yapıldığını hatırlatan Taşkesenlioğlu Ban, “Batı, tepki vermekte çok hızlı davrandı. “Hamas saldırılarını” kınamak ve İsrail’e desteklerini açıklamak için dünyadaki sözde demokrasilerin liderleri birbiri ardına sahneye çıktılar ve sık sık İsrail’in meşru müdafaa hakkından dem vurdular. Sanki onlarca masum çocuğu ve kadını öldüren İsrail değilmiş gibi. Sanki sivil binalara saldıran İsrail değilmiş gibi. Sanki tüm sorun İsrail’in yıllardır sürekli genişleyen yasadışı askeri işgalinden kaynaklanmıyormuş gibi. Son birkaç gün içinde “İsrail’in meşru müdafaa hakkı”nı o kadar çok duyduk ki, İsrail’in Filistin işgali altında olduğunu zannettim. Ancak müsaadenizle olayın aslını ve esasını vuzuha kavuşturmak istiyorum. ‘Meşru savunma hakkı’ uluslararası hukukta açıkça tanımlanmıştır. İsrail, Filistin’de işgalci bir güç olarak bulunmaktadır ve varlığı aynı zamanda gayrimeşrudur da. Dolayısıyla Batı Şeria ve Gazze Şeridi ile ilişkilendirilen gerçek veya algılanan tehditler; meşru savunma hakkı konusunda İsrail için geçerli gerekçeler olamazlar.
Bu sözde ‘ihtilafın’ iki eşit tarafı olmadığını anlamamız gerekiyor. Bir taraf yüksek teknolojili hava, kara ve deniz birliklerine sahipken diğer taraf yıllardır bir açık hava hapishanesinde abluka altında fakirleştirilmiş ve güçsüzleştirilmiş halde bulunmaktadır. Dünya İsrail’e karşı tutumunu değiştirmedikçe şiddet sona ermeyecektir. Meselenin ne olduğunu görmemiz gerekir. Bu bir ihtilaf değildir. Bu yasadışı askeri bir işgaldir ve tarih açıkça gösteriyor ki İsrail Filistin’in tamamını ve hatta ötesini işgal etmedikçe durmayacaktır” ifadelerini kullandı.