UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan Harput’un siyaset malzemesi yapılmadan dünya turizmine kazandırılması gerektiğini belirten CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol,"Elazığ’ın yeni değeri Harput olabilir. Yalnızca Harput kalesi değil, Harput’u bir bütün olarak kültür merkezi, alanı, havzası olarak değerlendirmeliyiz. Çünkü burada yalnızca binaları ile değil, yaşam tarzıyla, sanatıyla, kültürüyle, musikisiyle, mutfağıyla, yaşanmışlıklarıyla, inancıyla bir tarihi birikim var"dedi.
4 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olan Elazığ’ın simgesi medeniyetler beşiği Harput Mahallesi, 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine alındı. Milattan Önce 8. Yüzyıl’da Urartu Krallığı tarafından yapılan Harput Kalesi başta olmak üzere birçok tarihi yapıyı içerisinde barındıran Harput Mahallesi adım adım asıl liste yolunda ilerliyor. Son olarak ise kalede bulunan su sarnıcı ve zindan olarak kullanılan mekanın kazısı bitirilerek turizme kazandırılmaya hazır hale getirildi. CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol’da kalede devam eden çalışmaları yerinde inceleyerek, Kazı Başkanı Prof.Dr. İsmail Aytaç’tan bilgi aldı. Bilgi alan Erol, Harput’un dünya turizmine kazandırılması için siyaset meselesi yapılmadan hep birlikte çalışılması gerektiğini ve finansal katkı vermek gerektiğine dikkat çekti.Harput kalesinde böyle bir su sarnıcını ve zindan olarak kullanılan yapının kazısı bitilerek turizme hazır hale getirilmesinin müthiş bir olay olduğuna değinen CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol," Dünyada insanlara ilginç gelebilecek kültür varlıkları var ama Harput Kalesi’nin her metrekaresinde her gün ortaya çıkan yeni bir eser var. Sarnıç ve zindan gerçekten tarihsel geçmişe alıntı yaparak ve geçmişte yaşananları hissederek burada bulunmak bence çok anlamlı. Toplamda 118 basamak aşağı iniliyor. Aşağıda hem suyu toplayan sarnıçlar var hem de zindanlar var. Burada o dönemin koşulları ve şartları doğrultusunda tutuklu ve eser olanların haçlı kontunun burada esir edildiği odalar var. Bu son derece anlamlı. Biz bunun bir siyaset malzemesi yapılmadan Elazığ’ın ve Harput’un değerlerinin kamuoyuna yansıtılarak iç ve dış turizme kazandırılmasıyla ilgili geldiğimiz günden bugüne bir çağrımız vardı. Hocam da bizim bu çağrımızı çok haklı çıkararak bir kültür varlığının, eserin ne derece ortaya çıkarılmasıyla insanların ilgisini çekebileceği, burada yaşanmışları yaşayarak bir turizm havasını yaşamanın ne derece önemli olduğunu kanıtlamış oldu"ifadelerini kullandı.
"Bilimsel ve arkeolojik kazılara destek olmak lazım"
Harput kalesinde birkaç aşamalı çalışma olduğuna değine Erol" Bunlardan birincisi surların restorasyonu. Bu 3 etaba bölünmüştü, 2 etap gerçekleştirildi ve 3’üncü etap kaldı. Bu yıl içerisinde bakanlığımızın 3’üncü etabını da yatırım programına almasıyla ilgili çalışmaları var. Ama diğer taraftan kazı çalışmaları devam edecek. Hocamızın bu bilimsel ve arkeolojik kazılarına destek olmak lazım. Ama aynı zamanda çıkan bu eserlere de sponsorlar bularak, bunların turizme kazandırılmasıyla ilgili katkı vermek lazım. Bu konuda bizde elimizden geldiği kadar gerek hocamızla gerek ilimizin vali, belediye ve milletvekilleriyle görüşerek neler yapılması gerektiği konusunda ortak aklın ve düşüncenin gelişmesine katkı vereceğiz. Elazığ’ın yeni değeri Harput olabilir. Yalnızca Harput kalesi değil, Harput’u bir bütünü olarak bir kültür merkezi ve alanı, kültür havzası olarak değerlendirmeliyiz. Çünkü burada yalnızca binaları ile değil, yaşam tarzıyla, sanatıyla, kültürüyle, musikisiyle, mutfağıyla, yaşanmışlıklarıyla, inancıyla bir tarihi birikim var. Bu birikimlerin turizme kazandırılması lazım. Harput’un UNESCO geçici listesinde yer alması da son derece anlamlı. Bunu da bir fırsata çevirmek lazım. Öncelikle Elazığlı ve ardından tüm vatandaşları buraya davet edelim. 3’üncü aşamada buranın turizme açılarak Elazığ’a yeni bir değer kazandırır diye düşünüyorum"diye konuştu.