DÜZCE(İHA) – Eski milli futbolcu Emre Aşık’ın boşanma aşamasında olduğu eşi Yağmur Aşık ile sevgilisi olduğu iddia edilen Erdi Sungur hakkında ‘planlayarak adam öldürme’ suçlamasıyla Düzce Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın dördüncü celsesi yapıldı. Mahkemeye Emre Aşık’ın avukatları tarafından sürpriz bir tanık getirildi. Yağmur Aşık’ın eski yakın arkadaşı Süleyman Tezcan verdiği ifadede, “Yağmur beni öldürmek istedi. Benimle tüm telefon konuşmaları var. Mahkemeye bildirdik” dedi.
Eski milli futbolcu Emre Aşık’ın boşanma aşamasında olduğu eşi Yağmur Aşık ile sevgilileri olduğu iddia edilen Erdi Sungur ve Baycan Şenürek hakkında “planlayarak adam öldürme” suçlamasıyla Düzce Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın bugün dördüncü duruşması yapıldı. Mahkemeye sanık Erdi Sungur katılırken, Yağmur Aşık ise katılmadı. Baycan Şenürek SEGBİS üzerinden duruşmaya katılırken, Emre Aşık’ın avukatları da davada hazır bulundu. Ayrıca davaya sürpriz bir tanıkta Emre Aşık’ın avukatları tarafından getirildi. Yağmur Aşık’ın eski yakın arkadaşı modacı Süleyman Tezcan, tanık olarak mahkeme başkanına ifade verirken, Aşık’ın kendisini öldürmek istediğini, ifade vermemesi, tanık olmaması için de tehdit edildiğini belirtti.
"Yağmur Aşık’ın eski yakın arkadaşını tanık olarak getirdik"
Yaklaşık 2.5 saat süren davanın dördüncü duruşmasının ardından açıklamalarda bulunan Emre Aşık’ın avukatlarından Funda Sadıkahmet Alp, “Müvekkilimiz Emre Bey, talimat yazıldığı için İstanbul Anadolu mahkemesinden duruşmaya katıldı burada hazır olmadı. Erdi Sungur ve Yağmur Aşık’ın adam öldürmeye teşebbüs dava dosyasına bir başka sanık Baycan Şenürek’in de Erdi Sungur’un ihbarı ile sanık olması ve adam öldürmeye teşebbüs konusu ile ilgili Anadolu Adliyesindeki dosya birleşti. Yani 3 sanıklı bir dava söz konusu. Biz mağdur vekilleri olarak katıldık. Birde tanığımız vardı Süleyman Tezcan. Kendisi Yağmur Aşık ile çok eski bir dostluğu olan birisi. Onu da kendi beyanına göre öldürmeye teşebbüs ettiği için bizim İstanbul Aile Mahkemesindeki boşanma davamız da kendisine yalan beyanda bulunması, yalan tanıklık yapması için baskı uyguladıkları, sonradan aralarının açılması sureti ile suç duyurusunda bulunmuş ve bizimle irtibata geçti. Bize tanıklık yapmak istediğini söyleyince biz de burada onu hazır ettik. Yağmur Aşık mahkemeye katılmadı. Baycan Şenürek SEGBİS yolu ile İstanbul Adliyesi’nden katıldı” ifadelerini kullandı.
“Hararetli bir duruşma oldu, ciddi deliller sunduk”
Duruşmanın çok hararetli bir duruşma olduğunu, ciddi deliller sunduklarını belirten Avukat Funda Sadıkahmet Alp, "Tabii çok hararetli bir duruşmaydı. Zor ve yorucu bir duruşmaydı. Zaman zaman sanıkların bir takım dava dosyalarında yapılan ev aramalarında bir kısım flaş bellekler tespit edildiği için bunlar İstanbul’da ki adliyelerde oradaki soruşturma dosyalarına sunulmuş olması sebebi ile oradan bu davamızı etkileyecek bir kısım bilgi ve belgeleri mahkeme huzurunda sunduk ve beyanlarımızda bulunduk. Bir kısım ciddi deliller sunduk. Bunlarla ilgili ilerleyen aşamalarda hep birlikte göreceğiz. Sanık müdafileri bir kısım taleplerde bulundular. Biz bir kısım taleplerde bulunduk. Bir takım sanıkların bağlantılı olduğu kişilerle bunu çok fazla zikretmek istemiyorum açıkçası onlarla ilgili bir takım araştırmalar yapılacak. Davamız da 2 Temmuz’a ertelendi. Bu şekilde biraz yorucu idi ama bizim nezdimizde en azından güzel geçti. Sonucu hep beraber bekleyeceğiz ve göreceğiz” şeklinde konuştu.
“Telefon ve bilgisayarlarıma casus programlar yüklendi”Mahkemeye sürpriz tanık olarak getirilen ve kendisinin de ölümle tehdit edildiğini belirten Süleyman Tezcan ise, “Yağmur benim çok eski bir arkadaşım. 2019 yılına girerken bir defile vasıtası ile tanıştım kendisi ile ve daha sonrasında arkadaşlığımız pekişti. Bu dönem içerisinde Emre ile ayrılma olayları ortaya çıktı. Birçok şeyine de şahit oldum bu süre içerisinde. Ama hiçbir zaman bana zarar verebileceğini, benimle ilgili kötü şeyler düşünebileceğini hiçbir zaman aklıma getirmedim. Ama o kadar gözü dönmüş bir vaziyete geldi ki bu kişi buna şahit olan herkesi bu durum içerisinde öldürüp yok etmek istiyor ve bana da çeşitli oyunlar oynanarak, komplolar kurularak evime ajanlar yerleştirildi. Telefonlarıma ve bilgisayarıma casus programlar yüklendi. Bununla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gerekli dilekçelerimi verdim. Şu anda soruşturma içerisinde gerekli belgeler ve dokümanlardan kanıtlı delilli ispatlı bir şekilde” dedi.
“Gerekli telefon görüşmeleri olduğunu söyledik ve mahkemeye bildirdik”
Tezcan, Yağmur Aşık’ın kendisi ile telefon görüşmesi yaptığını ve cinayet planlarını anlattığını bu telefon görüşmelerinin mahkemeye sunulduğunu dile getirdi. Tezcan, “Bunun haricinde bugün tanıklık yapmak istememdeki tek neden bu kişi cinayet planlarının hepsini yaptı ve bana bunları beyan etti. Bunlarla ilgili gerekli telefon görüşmeleri de mahkeme tarafından da istendi. Mahkeme sonucunda telefon görüşmeleri de geldiğinde zaten bunlarda herkes tarafından görülüyor olacak. İlla birisinin ölmesi mi gerekiyor. Olayın iç yüzünün anlaşılması için birisinin zarar mı görmesi gerekiyor? Ben gerçekten şu anda bu durumu anlamıyorum. Bu kişinin gözü dönmüş bir şekilde evde sürekli içip içip sadece birilerini öldürmek, birilerine zarar vermek için çeşitli oyunlar ve kumpaslar kurarak insanların hayatını karartmak için sürekli planlar yapan ve hiçbir şekilde iyi düşüncesi olmayan, kendisinden başka hiçbir kimseyi düşünmeyen bu kişi ile ilgili ben de şikayetimi yaptım ve bugün bildiklerimi anlatmak için buradaki mahkemeye geldim” ifadelerini kullandı.
“Ciddi bir hard disk geçti elimize”
Ellerine ciddi bir hard disk geçtiğini ve içinde delil olabilecek birçok şey olduğunu belirten Süleyman Tezcan, “Çok ciddi bir hard disk geçti elimize. Bu hard disk içerisinde çeşitli kişilerle mesajlaşmalar, kayıtlar, çeşitli fotoğraflar vesaire vesaire hepsini söyleyemiyorum şu anda ama bunlar zaten ortaya çıktığında hepsini insanlar gördüğünde zaten gerçeğin ne olduğunu anlıyor olacaklar. Ben tekrar bunu söylemek istiyorum ki İlla birisinin ölmesi mi gerekiyor? Bu kişinin ceza alması için sadece yurt dışı çıkış yasağı var şu anda ve bu kişi benim yanımda illegal yollarla Gürcistan’a kaçmak istediğine dair bir takım kişiler ile de görüşmeler yaptı. Şu anda zaten korkuyor. Erdi ile beraber olduğu dönemde zaten bu kişi kaçaktı ve defalarca polisin elinden kaçtı. Jandarmayı yaraladılar en son. Mermiler bulundu silahlar alındı yani illaki olayın gerçekleşmesi mi gerekiyor? Bu kişinin ceza alması için” dedi.
“Beni tehdit ettiler, yapma etme dediler”
Kendisinin tehdit edildiğini ve duruşmalara gitmemesinin istediğini ifade vermemesinin istendiğini belirten Tezcan sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
“Ben bunların hepsini biliyordum. Bugün burada olmamam isteniyordu. Ya da bugün burada olup bunları anlatmamam isteniyordu. Boşanma davasında Emre’nin yapmamış olduğu şeyleri, Emre’nin asla görmediğim şeylerini beyan etmem istendi. Bunları yapmayacağımı söylediğimde bana kin ve nefret besledi bu kişi ve benim hayatımı bitirmek için elinden gelen herşeyi yaptı. Bunu anladığım andan itibaren kendisi ile arkadaşlığımı bitirip savcılığa suç duyurusunda bulundum. Beni de öldürmek istediler. Emre’yi de öldürmek istediler. Israrla sosyal medya hesabından benim Emre ile görüştüğümü, onunla farklı şeyler konuştuğumu söylüyor. Ben bugün buraya Emre’nin avukatı ile geldim. Ben onlardan bunu talep ettim. Bende Emre’nin telefon numarası dahi yok. Hiçbir şekilde görüşmedim konuşmadım. Böyle bir şey yapmama gerek yok. Bana zarar veren bir insan, sadece bana değil kocasına eski eşine de zarar veren çocuklarına zarar veren bunlarla ilgili bir sürü ceza dosyaları olan davaları devam eden ve davalar sonucunda ceza alacağını bildiği takdirde de yurt dışına illegal yollarla kaçmayı planlayan bir kadın var. Bunun şu anda yanında duran bir sevgilisi var. Bu kişinin de bürokratik olarak tanıdıkları olduğu, güçlü bağlantıları olduğunu söylüyorlar ve insanları bu şekilde korkutarak sindirmeye ve susturmaya çalışıyorlar. Ama artık susmayacağım. Bildiğim her şeyi adalete anlatacağıma bugün de bir sonraki mahkemelerde de yemin ediyorum. Çünkü hiçbir kimseye zarar veremeyecek. Vermelerine de müsaade etmeyeceğim.”