Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD ile gerçekleşen görüşmelerin ardından gerçekleştirdiği basın toplantısında anlaşmanın detaylarına ilişkin bilgi verdi."İstediklerimizi aldık" diyerek sözlerine başlayan Çavuşoğlu, "PKK/YPG'nin 120 saat içinde çıkması için Barış Pınarı Operasyonuna ara vereceğiz, bu bir ateşkes değildir. Ateşkes iki meşru taraf arasında yapılır" şeklinde konuştu."YPG'nin güvenli bölgeden çıkması için harekata ara veriyoruz. Ancak terör unsurlarının çıkmasından sonra operasyonu durdurmamız söz konusu olacaktır" ifadelerini kullanan Dışişleri Bakanı, "YPG'nin ağır silahlarının toplanması, mevzilerinin ve tahkimatlarının imha edilmesi hususlarında mutabakat sağladık" dedi.Çavuşoğlu'nun açıklamaları şöyle: "Amacımız bölgelerden temizlenmesiydi. Bugünkü müzakerelerde Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli liderliği sonucunda istediklerimizi aldık. ABD tarafı meşru çıkarlarının korunması tarafından güvenli bölgenin önemini ve işlevselliğini kabul oldu. Böylelikle ABD tarafı harekatımızın, hedeflerimizin meşruiyetini kabul etmiş oldu. Bundan sonraki süreçte herkesle işbirliğimizi sürdüreceğiz. YPG'nin ağır silahlarının toplanması, mevzilerin, tahkimatlarının imha edilmesi hususunda mutabakat sağladık."
"GÜVENLİK BÖLGESİNDEN ÇIKMASI İÇİN ARA VERECEĞİZ"
"PKK/YPG'nin 120 saat içinde güvenlik bölgesinden çıkması için ara vereceğiz. Bu bir ateşkes değildir. Ateşkes iki taraf arasında yapılır. Biz güvenli bölgeden çıkmaları için harekata ara veriyoruz. Tamamen çıktıktan sonra ancak harekatı durdurabiliriz. Terör unsurların çıkmasından sonra operasyonu durdurmamız söz konusu olacaktır. Biz operasyona ara verdiğimizde ABD tarafı yaptırım girişimleri durduracaktır. Bu 120 saat içinde YPG unsurları çıktıktan sonra ancak harekatı durdurabiliriz. Şu andaki mevcut yaptırımlar kaldırılacaktır. DAEŞ'le mücadele içinde tabii ki eş güdüm ve iş birliği içerisinde çalışacağız. DAEŞ'a karşı Türkiye çok kararlı bir mücadele vermişti.Bu sonuca sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli liderliği sayesinde ulaştık. Ayrıca dünden beri Amerika'dan heyetler vardı. Esasen sayın Cumhurbaşkanımızın Trump'la Bakü'de yaptığı telefon görüşmesinde 'heyetleriniz gelsin ondan sonra konuşalım' demişti. Mili Savunma Bakanlığı arkadaşlarımızla, MİT ve bakanlığımızdaki arkadaşlarımızla bunu yürüttük. Kendilerine çok teşekkür ediyorum."
"444 KİLOMETRE DERİNLİKLİ BÖLGE"
"Bildiğiniz gibi bu bölgeden ABD askerleri çekiliyor. Bu bölgede Münbiç dahil bazı bölgelerde rejim var, Fırat'ın doğusunda bizim sınırımıza yakın bölgelerde rejimin olduğunu biliyoruz. Aynel Arab ve Kobani bölgesine de rejim unsurları ve Rusya girdi. Dün akşam sayın Cumhurbaşkanımız, Putin'le telefon görüşmesini gerçekleştirdi. Sayın Putin de atacağımız adımları görüşmek üzere sayın Cumhurbaşkanımızı Soçi'ye davet etti. 20 mil 32 kilometre derinlikte ve de Fırat'ın doğusunda Irak sınırına kadar yani 444 kilometrelik uzunlukta hiçbir teröristin kalmaması ve güvenli bölge olarak tesis edilmesi. Sayın Cumhurbaşkanımızın sürekli vurguladığı gibi bu bölgelere Suriye'de evini terk etmek zorunda kalan bizdeki ve Suriye'deki insanların dönmesi söz konusu. Güvenlik boyutu önemli ama bunun insani boyutu ve insanların dönmesi var. 444 kilometre derinlikli bölge. Bir kısmını Amerika ile hallediyoruz, Münbiç ve diğer kısımlarını Rusya ile görüşeceğiz."
"ŞU ANDAKİ MEVCUT YAPTIRIMLAR DA ORTADAN KALKACAK"
"Şimdi ABD'nin başkanlık kararıyla bir yaptırımı oldu. Sınırlı bir şekilde bazı bakanlarımız üzerine. Bunların fiiliyatta bir önemi yok. Hiçbir bakanımız ABD'de malı yok. 120 saatlik ara verme var, durma değil. Bu teröristlerin buradan çıkması için. Bunu ABD yapacak. ABD'nin taahhüdü ilave yaptırımlarla ilgili bir çalışma olmayacak. 120 saat sonra bu teröristler tamamen çekilirse o zaman harekatı durduracağız. Bu gerçekleştiği andan itibaren de şu andaki mevcut yaptırımlar da ortadan kalkacak.İnsani konular bir matematik meselesi değildir. Buraların tamamen güvenli bölge haline gelmesi lazım daha sonra bu insanların gönüllü olarak dönmelerini desteklemesi lazım. Cumhurbaşkanımızın görüştüğü muhataplarla paylaştığı projenin içeriği bu dönen insanların konutları, sağlık hizmetleri, eğitim, su elektrik gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması lazım. Gerek tarım ve diğer alanlarda aşama aşama hayata geçmesi lazım. Daha önceki Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatımızdan sonra DAEŞ ve PKK'dan temizlediğimiz alanlara 365 binden fazla Türkiye'deki Suriyeli göçmen döndü. Aşama aşama döndü. Bir takvimlendirme bir şey olmaz. İlk etapta 1 milyon daha sonraki aşamada 2 milyon insanın dönmesi bizim planımız. Burada AB ve bazı üyelerin ikircikli açıklamaları olmuyor değil. Bunlara yardım etmeyeceğiz diye açıklama yaptı. Sayın Cumhurbaşkanımız da cevabını verdi, 'o zaman buyurun bunları ülkenize alır bakarsınız' demişti. Herkesin geriye dönen insanlara en temel ihtiyaçlarını karşılama konusunda yardım etmesi gerekiyor. Suriye'nin yeniden inşası siyasi süreç. 30 Ekim'de Anayasa Komisyonu ilk toplantısını yapacak. Şu anda o aşamada değiliz.Her siyasetçinin, her liderin bir mizacı var. Pence'in mizacı bize göre fazla ciddi duruyor.Siyasi liderin ya da başkan yardımcısının mizacı ile ilgili yorum yapmam. Her şey açık açık konuşarak başladı. Cumhurbaşkanımız gayet samimi bir şekilde bugüne kadar kaygılardan bahsetti. İçeride belge üzerinde hangi maddede ne değişiklik olacak bunların müzakeresini ayak üstü ya da oturarak konuştuk. Buradaki azınlıkların geleceği ne olacak diye söylüyorlar ya. Bu azınlıkların YPG/PKK ile ilgili şikayetleri kendilerine gösterildi. Sonuçta bu müzakereler ve çalışma sonucunda bu kadar saat nasıl geçti gerçekten farkında olmadık ama netice aldık demek isterim."