SON dönemde artan marka baskınları, Alanya esnafını zora soktu. Özellikle turizm sezonunun durgun geçtiği bu dönemde yaşanan baskınlar, zaten ekonomik olarak zor durumda olan esnafı daha da çıkmaza sürükledi. Alanya Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Nuri Demir, konuyla ilgili yaptığı açıklamada esnafın artık dayanacak gücü kalmadığını belirtti. Demir, esnafın baskılar altında bunaldığını ve bu durumun artık tolere edilemez bir noktaya geldiğini vurguladı. Demir, olayların daha fazla büyümeden yetkililerin duruma el atması gerektiğini belirtti ve aksi takdirde sorumluluk kabul etmeyeceklerini söyledi.
Demir, “2024 yılı Mayıs ayından beri, ne yazık ki esnafımız avukatlarla baş etmek zorunda kalıyor. Elbette avukatlar görevlerini yapacaklar, devletin gücü olan polisimiz de vazifesini yerine getirecek. Ancak, bizim esnafımız ne terörist ne de hırsız. Ahlaksız da değil. Esnafımız, çoluğu çocuğu için, evine bir lokma ekmek götürebilmek adına, aç susuz bu sıcakta çalışıyor. Kazandığı paralarla kışın geçinecek, çocuklarına, ailesine bakacak. Ancak marka avukatları zabıt tutuluyor ve o esnafın hayatı bitiyor. Bu durumun faturası devlete kesiliyor. Esnafımız markanın adını yazmıyor, KDV’sini ödüyor, vergisini ödüyor, dükkân kirasını ödüyor ve turizme hizmet ediyor. Peki, bu esnaf neden bu duruma sokuluyor? Esnaf cinnet getirmese, kendi malını yakar mı? Esnaf zor durumda olmasa bu tür hareketlere başvurur mu? İlla devletine, polisine, jandarmasına karşı mı gelsin? Türkiye’nin gündemine mi oturmak istiyorlar? Kanunlara göre bu mallar kaçak sayılıyor, kabul. O zaman esnafın dükkânına değil, bu malların üretildiği fabrikaya gitsinler. Bataklığı kurutmadıkları sürece sivrisinekler olacaktır, bu kadar basit. Bataklığı kurutsunlar ki her ay marka avukatları gelip esnafın moralini bozmasın. Allah korusun, zaten pandemi sonrası insanların psikolojisi bozuldu. Herkes bunun farkında: Trafikte kavgalar çıkıyor, ailesini katledenler var, her gün 3-4 kişi ölüyor. Bunu basın aracılığıyla her yerde görüyoruz. Esnafla polis karşı karşıya geliyor. Polise ve jandarmaya güvenimiz tam, ancak biraz da esnafı düşünmek gerek. Esnaf vergisini ödüyor, devletin bel kemiği. Esnafı bu kadar zor durumda bırakmamalılar. Bundan sonra meydana gelecek kötü olaylarda, başkan olarak mesuliyet kabul etmiyoruz. Çünkü bıçak kemiğe dayandı. Esnaf çok zor durumda, krediyle ayakta kalmaya çalışıyor. Kimisinin yuvası bozuldu, kimisinin işi bozuldu. Esnaf dükkânlarını devretmek istiyor ama alan yok. Kiralar döviz bazında, büyük sıkıntılar var. Piyasa bu sene de iyi gitmedi. Birkaç bölge dışında esnaf para kazanamadı. Üstüne üstlük bir de avukatlar geliyor, zabıt tutuyorlar. Suçlu duruma düşmek istemiyoruz. Avukatlar sonra pazarlığa giriyor: ‘Gelin şöyle yapalım, böyle yapalım’ diyorlar. Böyle bir şey olamaz. O zaman müvekkilini satıyorsun, vazifeni tam yapmıyorsun. Eğer tutanak tutuyorsan, cezası neyse mahkeme kararını versin, Türk Ceza Kanunu en doğru kararı verir. Esnafın üzerine çok gidiliyor, bıçak kemiğe dayandı, dayanacak güç kalmadı. Bundan sonra bir sıkıntı olursa, yetkililere diyeceğim ki, ‘Bakın, bunu kaç gün önce söylemiştim. Önlem alsaydınız!’ ifadelerini kullandı.