Tansiyonun kalpten atılan kanın atar damarların duvarına uyguladığı basınç olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Urfan Jafarov, "Hipertansiyon ise bakılan kan basıncı değerlerinin yüksek olması durumu hastalığıdır. Kalbin kasılma ve gevşemesi zamanı kanın damar duvarlarına uyguladığı basınç değişmektedir. Bu nedenle sistolik ve diyastolik tansiyon tanımlanmıştır. Ölçüm sırasından hem sistolik hem de diyastolik tansiyonlar belirlenmeli ve değerlendirilmelidir" dedi.
Medicana International İstanbul Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Urfan Jafarov, hipertansiyon hastalığı ve tedavi yöntemleri hakkında açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. Urfan Jafarov, "Tansiyon, yani kan basıncı kalpten atılan kanın atar damarların duvarına uyguladığı basınçtır. Hipertansiyon ise bakılan kan basıncı değerlerinin yüksek olması durumu hastalığıdır. Kalbin kasılma ve gevşemesi zamanı kanın damar duvarlarına uyguladığı basınç değişmektedir. Bu nedenle de sistolik ve diyastolik tansiyon tanımlanmıştır. Ölçüm sırasından hem sistolik hem de diyastolik tansiyonlar belirlenmeli ve değerlendirilmelidir" ifadelerini kullandı.
"Hipertansiyon kalp, damar, beyin ve böbrek hastalıkları riskini arttırmakta"
Uzm. Dr. Urfan Jafarov, sözlerine şöyle devam etti: "Tansiyon değerlerinin yüksek olması, yani hipertansiyon hastalığı damar sisteminin her noktasına, vücudun bütün organlarına negatif etki etmektedir. Uzun süreli yüksek tansiyon ile kalmak, aterosklerozu hızlandırmakta; kalp damar, beyin damar, böbrek hastalıkları riskini artırmaktadır. Hem yan etkilerinin önemi, hem kolay tespit ve tedavi edilebilmesi hem de uzun süre asemptomatik seyredebilmesi nedeniyle kan basıncı bakmak ve takip etmek çok önemlidir. Hipertansiyon hastalığına sahip olan bireylerde altta yatan nedenler aratıldığında çoğunlukla belirlenebilen neden bulunmamaktadır. Bu tip durumlarda Primer Hipertansiyon hastalığından bahsedilir. Hastaların yaklaşık yüzde 90’ı bu gruptadır. Geri kalan yüzde 10’luk grupta ise böbrek, böbrek damar hastalığı, hormonal bozukluklar, kilo, uyku apnesi gibi birçok neden bulunmaktadır. Bu grup ise Sekonder Hipertansiyon olarak isimlendirilmektedir. Hipertansiyon nedeni ile değerlendirilen hastaların değerlendirilmesinde hem uç organ hasarını azaltmak için tansiyon kontrolünü sağlamak, hem de altta yatan nedenlerin belirlenmesi çok önemlidir. Hastaların değerlendirilmesinde ve tedavi edilmesinde mutlaka sekonder nedenlere yönelik değerlendirme yapılmalıdır. Uzun süre Hipertansif kalmak birçok organda uç organ hasarı oluşturmaktadır. Toplumda çok yaygın olan birçok hastalığın nedenleri arasından Hipertansiyon hastalığının yer aldığını biliyor. Kalp damar tıkanıklığı, kalp krizi, kalp yetersizliği, akut iskemik ve hemorajik inme, bacak damar rahatsızlığı, böbrek yetersizliği gibi birçok hastalığın nedenleri arasında tansiyon yüksekliği vardır".
"Baş ağrısı, kulakta çınlama, çarpıntı hissiniz varsa dikkat edin"
Tansiyon yüksekliği nedeniyle değerlendirilen hastaların belli bir kısmında baş ağrısı, başta dolgunluk, kulakta çınlama, çarpıntı hissi, nefes darlığı ile göğüs ağrısı gibi şikayetlerin görüldüğünü söyleyen Uzm. Dr. Urfan Jafarov, "Ama çoğunlukla hipertansiyon hastalığı uzun süre boyunca asemptomatik seyretmekte ve rastlantısal olarak muayene sırasında bakılan tansiyon değerlerinin yüksek olması üzerine tanı konulmaktadır. Belli hasta kesiminde ise uç organ hasarı (kalp veya beyin damar hastalığı, kalp yetersizliği, böbrek yetersizliği) hipertansiyon hastalığının ilk belirtisi olmaktadır. Bu nedenle de herkese dönem dönem tansiyon kontrolü yapmasını öneriyoruz. Ayrıca her hastane başvurusunda ve her muayenede mutlaka kan basıncı bakılmalıdır. İlk muayenede her iki koldan tansiyon bakılması ve fark var ise kaydedilmesi gerekmektedir. Sonrası muayenelerde ise tek kolda tansiyon bakılabilir. Aynı zamanda muayene sırasında uç organ hasarı açısından da değerlendirme yapmak gerekmektedir. Hipertansiyon hastalığına sahip kişilerin değerlendirilmesi sırasında hem sistolik hem de diyastolik değerler not edilmeli, hipertansiyon hastalığının evrelemesi ve evreye göre tedavi optimize edilmelidir. Aynı zamanda hipertansiyondan şüphelenilen durumlarda ambulatoar kan basıncı takibi (Tansiyon Holter), evde kan basıncı takibi yapılması gibi yöntemler önerilmektedir. Hipertansiyon hastalığı saptanan kişilerde uç organ hasarı değerlendirilmesi amacı ile mutlaka ayrıntılı fizik muayene yapılmalı, EKG, EKO çekilmeli, temel biokimyasal parametreler bakılmalı, gerekirse ileri değerlendirme yöntemleri kullanılmalıdır" diye konuştu.
Uzm. Dr. Urfan Jafarov, sözlerini şöyle tamamladı: "Hipertansiyon hastalığı tedavisi bireyseldir ve kişi bazlı yapılmalıdır. Kişilerin komorbid durumları, yaşı, yaşam tarzı, alışkanlıkları, ilaç yan etkileri göz önünde bulundurulmalıdır. Genç, komorbid durumları olmayan, evre 1 HT durumlarında öncelikle yaşam ve hayat tarzı değişikleri önerilmektedir. Tam tersi komorbid durumları ve uç organ hasarı olan bireylerde mutlaka medikal tedavi, hatta gerekirse kombine tedavi verilmelidir. Özetlersek Hipertansiyon hastalığı kolay teşhis edilebilen, yaşam tarzı değişikliği ve ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilen, ama geç kalındığından çok önemli organ hasarlarına yol açabilen bir hastalıktır. Bu nedenle tansiyon takibinin yapılması, şüpheli durumlarda hekime başvuru yapmak oldukça önemlidir".