AstraZeneca tarafından oluşturulan raporda, Pfizer tarafından geliştirilen korona virüs (Covid-19) aşısının 6 Avrupa ülkesinde kullanımından sonraki ölüm oranının, AstraZeneca aşısından sonra önemli ölçüde daha yüksek olduğu kaydedildi.
ABD Merkezli Washington Post gazetesinde dün yayınlanan bir haberde, bir kurumun Avrupalı sosyal medya fenomenlerine, sosyal medya hesaplarını kullanarak Pfizer tarafından geliştirilen korona virüs aşısının takipçilerinin yapmasını engellemek adına para teklif ettiğini, Fransız yetkililerin de bu kurumun Rusya bağlantılı olduğunu yazmıştı. Gazete, fenomenlerin kendilerine çevrimiçi olarak ulaşıldığını ve yüksek sayıdaki takipçilerine Pfizer aşısının tehlikeli olduğunu ve AstraZeneca-Oxford Üniversitesi tarafından geliştirilen Covid-19 aşısından daha fazla ölüme neden olduğunu duyurmalarının istendiğini iddia etmişti. Gazetenin haberinin ardından İngiliz ilaç üreticisi AstraZeneca tarafından yayınlanan, ABD’li ilaç şirketi Pfizer tarafından korona virüse (Covid-19) karşı geliştirilen aşıyla alakalı rapor gündem oldu. AstraZeneca’nın Rusya’nın başkenti Moskova’daki ofisinden yapılan açıklamada, söz konusu raporun AstraZeneca tarafından doğrulandığı belirtilerek, "AstraZeneca, belgeyi kendisinin yazdığını onaylıyor. Bu bilgiler, kamuya açıklanmaya yönelik değildi" ifadelerine yer verildi.
"Covid-19 Aşılarına Güveni Yeniden Sağlama ve Düzenleyici Kurumlar, Sağlık Hizmetleri Kurumları ve İlaç Şirketleri Arasında Geliştirilmiş İşbirliği - Eylem Çağrısı" başlıklı 12 sayfalık raporda Fransa, Almanya, İngiltere, Norveç, Avusturya ve İtalya’da uygulanan 1 milyon aşı dozu başına ölümcül vakaların toplam sayısının Pfizer için AstraZeneca’dan neredeyse 3 kat daha yüksek olduğunu gösteren istatistiksel veriler yer alıyor. Ayrıca, Avrupa ülkeleri tarafından AstraZeneca aşısının riskleri ve aşıyı kullanmayı reddetme konusunda yapılan açıklamaların aksine AstraZeneca tarafından yazılan istatistikler, Pfizer ile aşılananların ölüm riskinin daha yüksek olduğunu belirtiyor.
Hükümetler ve ilgili tıbbi kurumlar tarafından sunulan istatistiklerde ise, Fransa’da her 1 milyon doz Pfizer Covid-19 aşısında 45,3 ölümcül vaka kaydedilirken, AstraZeneca uygulanan kişilerde bu sayı 17,9 olarak belirlendi. Almanya’da Pfizer 29,9 olurken AstraZeneca 6,5, İngiltere’de 20,7’ye karşı 24,2, Norveç’te 164,3’e karşı 44,6, Avusturya’da 47,5’e karşı 7,5 ve İtalya’da Pfizer için 10,9’a karşı AstraZeneca için 7,3 olarak kayda geçti.
AstraZeneca aşısına yönelik suçlamalar, diğer firmaların aşılarına güvenirliliği de etkiliyor
Aynı zamanda kötü tanıtımdan etkilenen tek firmanın kendisi olmadıklarını vurgulayan AstraZeneca, Covid-19 kendi aşısına yönelik suçlamaların, diğer üreticilerin aşılarına güvenilirliği de etkilediğini ve sonucunda ise insanların aşı olma istekliliğini azalttığını belirtti. Firma yayınlanan raporda, "Küresel halk sağlığı perspektifinden tek bir aşıya karşı alınan bir karar, halkın tüm aşılara karşı güvenini daha da aşındırabilir. Yaygın aşılamanın eksikliği, Covid-19 salgınının gereksiz yere uzamasına neden olur" ifadelerini kullandı.
AstraZeneca, ortak çalışma çağrısında bulundu
Ayrıca İngiltere ilaç düzenleyicisinin ve bilim adamlarının defalarca Covid-19’a yakalanma riskinin, aşılardan kaynaklanan ciddi yan etki riskinden büyük ölçüde daha ağır bastığını ifade ettiğini belirten AstraZeneca, tam şeffaflık ilkelerine dayalı olarak aşı güvenliğini sağlamak adına herhangi bir bilimsel kuruluş ile işbirliği yapmaya hazır olduklarının bir kez daha altını çizdi.
Raporda, "Sağlık kurumları tarafından kullanımla ilgili açık ve tutarlı kılavuzlar sağlanabilmesi adına" ilgili verilerin toplanması ve değerlendirilmesi hususunda ortak çalışılması gerektiğini belirten AstraZeneca, "AstraZeneca, Covid-19 aşıları ve aşılamalara olan güveni yeniden sağlamak için Ulusal Aşılama Teknik Danışma Grubu (NITAG) ve düzenleyici kurumlarla ortaklık kurmaya kararlıdır. Aşılamalar, Covid-19 salgınının etkisini azaltmak adına gereklidir ve yaygın aşılama programlarının uygulandığı ülkelerde, yoğun bakım ünitesine kayıtlarda, hastaneye yatma ve ölümlerde büyük ölçüde düşüşler kaydedilmiştir" dedi.