Medikal Estetik Hekimi Dr. Gül Fennibilek, gerek kendi hayatından, gerekse 10 yıl görev yaptığı acil psikiyatri ile 20 yıldır kendi kliniğinde dinlediği yüzlerce kadının gerçek hayat hikayeleriyle harmanlandığı ve 3 yıldır üzerinde çalışıp “Anne Ben Bi Erkek Olup Dönücem” adını verdiği ilk kitabını yayınladı.
Dr. Gül Fennibilek, "hayatımda tanıdığım en güçlü kadın" diye tanımladığı annesine ithaf ettiği kitabın adının ilk bakışta aykırı gibi bulunsa da “erkek olma” ifadesinin cinsiyet değişimi değil de hayat şartlarının ve ayakları yere sağlam basan bir yaşam isteğinin, kadınları erkek gibi olmaya zorladığını anlatmaya çalıştığını ifade etti.
Doktor kimliğinin yanı sıra bateri, yaşam koçluğu, plates eğitmenliği, tenis, şan, direk dansı, oyunculuk ve piyano eğitimleri de alıp tüm bunları hobi ve iş olarak sürdüren Dr. Gül Fennibilek, 3-4 yıl önce okuduğu bir kitapta kadınların daha çok acizlik ve zayıflığından söz edilmesinden duyduğu rahatsızlığın kendisini bu kitabı yazmaya yönelttiğini belirterek şunları söyledi:
“3-4 yıl önce bir arkadaşım bana bir kitap hediye etti. Keşke Kadın Olsam” adlı Aykut Öğüt ‘ün bir kitabıydı bu. Yazar bu kitapta hep aciz ve ezik kadınlardan bahsediyor, kadınların çoğunlukla bir erkek olmadan kendilerini yarım hissettiklerini anlatıyor ve bu türden kadınlara pek çok haklı öğütler veriyordu. Bu öğütleri ışığında kadınların çok daha mutlu olabileceğinden söz ediyordu. Ancak bu yazarın her ne kadar iyi niyetli bir fikri olsa da benim gibi güçlü kadınların mutlu ve özgür olabilmek için aslında nasıl zorluklarla mücadele ettiğinden haberi yoktu. Kitabı okudukça sevgili Aykut beye bir maille kitabı hakkındaki fikirlerimi yazmak istedim. Çünkü her kadın onun gördüğü gibi aciz ve bir erkeğe muhtaç değildir. Ve benim gibi kadınlar, özgürlüğünü bir erkeğin ellerine verecek kadar zayıf da değil. Bu noktada daha çok erkeklerin pek çok insani konuda eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum. İşte bu tür fikirlerimi Aykut beye mail olarak yazarken, bir baktım ki yazacak çok tecrübe biriktirmişim meğer hayatımda. Ve bu tecrübeler kadın erkek pek çok insana ders olabilecek nitelikte. O yüzden ben de yazdığım yazıyı, kitaba dönüştürmeye karar verdim. Buna vesile olduğu için Aykut beye teşekkürler etmek de isterim."
Herkese örnek olacak gerçek hayat hikayeleri
Dr. Gül Fennibilek, dışarıdan bolluk, mutluluk ve özgürce yaşanmış bir geçmişe sahip olduğu sanılan hayatının aslında bunlara sahip olabilmek için çok mücadele içerdiğini vurgulayarak şöyle devam etti;
“Ben sevgi dolu ve özgür bir yaşam sürmedim çoğunlukla. Hep bir baskı vardı tam tersine. Fakat bunlarla bir yandan mücadele ederken bir yandan da amaçlarım için çok çalıştım, emek sarf ettim. Her anlamda çalıştıkça geliştim, geliştikçe cesaretlendim, cesaretlendikçe özgüven, başarı ve özgürlüğümü kazandım. Tabi bu arada daha sert, daha düz, duygusuz gibi daha keskin ve sivri bir mizaca büründüm. Bir taraftan dışarıdan sempatik, enerjik, güzel ve alımlı bir kadın olsam da diğer taraftan bir anda pençelerini çıkaran bir erkek gibi oldum yani. Bu arada “Eksik olan sevgi ne oldu?” diye sorarsanız, o çok tartışılacak bir konu ülkemizde. Sevginin gerçekte ne olduğunu bizim toplumun pek bilmediğini düşünüyorum. Benim sevgimse hak edene hak ettiği kadar var. Özetle benim hayat hikayemden kesitlerle birlikte, çevremde gördüğüm, tanık olduğum ya da dinlediğim pek çok mutsuz, sevgisiz kalmış, taciz veya tecavüze uğramış ya da fiziksel ruhsal şiddete maruz kalmış pek çok gerçek kadın hikayelerinden harmanladığım bu kitabımın herkese çok örnek olacağı ve herkesin kendinden çok şey bulup kimi zaman kahkahalarla gülerek kimi zaman hüzünlenerek okuyacağı bir kitap oldu bu ilk kitabım”
Oyun yazarlığı teklifi geldi
Dr. Gül Fennibilek, kitabı yayınlandığından beri okuyuculardan çok güzel yorumlar aldığını, okuyan çoğu insanın kafasında ve yüreğinde bu kitabın bir ışık yaktığını ve farkındalığının arttığını söylediklerini ifade etti ve şöyle devam etti:
“Açıkçası ilk kitabım olduğu için az olan beklentimin çok üstüne çıktı bu kitap. Okuyan herkes çok etkilendiğini söylüyor. Hatta oyunculuk eğitimlerimden tanıdığım hocam, kitabımı okuduktan sonra beni arayarak benim iyi bir oyun yazarı olabileceğimi söyleyip ve bir oyun yazarak onlarla sahnede oynayabileceğimi teklif edince gerçekten çok onore oldum. Oyunculuk kısmını bilmiyorum ama bir oyunu başarıyla yazmayı çok isterdim. Hayırlısı bakalım. Ama öncelikle amacım bu kitabımın daha pek çok insana, özellikle kadınlara ulaşması onlara bir ışık ve umut olması ve de cesaret vermesi. Çünkü kadınların güçlü potansiyellerini iyi biliyorum ve tüm hemcinslerimin kendi gücünü farkedip hak ettikleri mutluluğu bulmalarını istiyorum. Erkekler için tek dileyeceğim şey ise önce insan olmayı öğrenmeleri.”