Yükseköğretim Kurulu’ndan (YÖK), İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ilişkin yapılan açıklamada, “Yükseköğretim Kurulu olarak, Filistin halkını asırlar boyunca yurt edindikleri topraklardan en zalim yöntemler ile sürmeye çalışan İsrail’in yaşlı, kadın ve çocukları öldürmeye yönelik vahşi saldırılarını en güçlü şekilde kınıyor, dünyadaki vicdan sahibi tüm akademik camiayı İsrail devletinin vahşi saldırılarına karşı duyarsız kalmamaya davet ediyoruz” denildi.
YÖK’ten, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ilişkin yapılan açıklamada, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın, İsrail devleti tarafından işgal edilmesi ve mazlum bir halkın yurdundan edilmeye çalışılmasının kabul edilemez olduğu ifade edildi. İsrail’in, vahşi saldırılarını kınayan YÖK, dünyadaki vicdan sahibi tüm akademik camiayı İsrail devletinin vahşi saldırılarına karşı duyarsız kalmamaya davet etti.
YÖK’ten, konuya ilişkin yapılan açıklama şöyle:
“İçinde bulunduğumuz İslam dininin özel günlerinde kutsal mekanlara, masum ve silahsız sivil insanlara karşı İsrail Devletince yapılan saldırılara tepki göstermek, sadece İslam dünyasının değil, insan haklarını savunan tüm dünyanın görevi ve tarih önündeki imtihanıdır. Yükseköğretim Kurulu olarak, Filistin halkını asırlar boyunca yurt edindikleri topraklardan en zalim yöntemler ile sürmeye çalışan İsrail’in yaşlı, kadın ve çocukları öldürmeye yönelik vahşi saldırılarını en güçlü şekilde kınıyor, dünyadaki vicdan sahibi tüm akademik camiayı İsrail devletinin vahşi saldırılarına karşı duyarsız kalmamaya davet ediyoruz. Bu son olaylar yaşam hakkının, bir devletin egemenlik hakkının, kadın haklarının, çocuk haklarının, eğitim hakkının emperyalist devletler için ne ifade ettiği konusunu bir daha düşünmemiz gerektiğini göstermiştir. Günümüzde bazı devletler ve milletler diğer devlet ve milletlerden daha ayrıcalıklı ve üstün oldukları inancıyla hareket ederek onlar üzerinde baskı kurmayı kendileri için hak görmekte, bu tavra insanlık onuru adına direnenlere karşı her türlü zulmü işlemektedirler. Bu ülkelerin aynı zamanda tarihen varoluşlarının da halen sürdürdükleri kan ve katliam üzerinde gerçekleşmiş olduğu bir gerçektir. Medeniyetin maalesef maddiyat ve refah düzeyi ile ölçüldüğü bu dönemde en çok insan öldüren, halkları sürgün eden, işgal eden, dillerini çalan, kaynaklarını sömüren, katliam yapan toplumlar bizlere kendilerini en medeni toplumlar olarak sunmaktadırlar. Halkların bu emperyalist devletlere karşı en güçlü direnişi ise ancak sağlam bir eğitim ve nitelikli insan gücü ile olabilecektir. Filistin topraklarında yaşayan yükseköğretim çağındaki gençlerin Filistin Devletinin ihtiyaç duyduğu alanlarda yükseköğretim kurumlarımızda iyi bir eğitim alarak yetişmeleri, ülkelerinin kalkınmasına ve özgürlük mücadelesine daha çok katkı yapabilmeleri için başlatmış olduğumuz girişimlerimizi bundan sonra daha da güçlü bir şekilde sürdürmekte kararlıyız. Filistin meselesi bu ülkenin bütün yurttaşlarının ortak bir zeminde buluştuğu bir meseledir.”