İzmir Özel Sağlık Hastanesi Beslenme ve Diyet Kliniği Diyetisyeni aynı zamanda Psikolog Sinem Adilak, kanser hastalarının tedavi sürecinde önemli rol oynayan doğru beslenme konusunda çeşitli ipuçları verdi.
Kanser hastalığıyla mücadele eden kişilerde sıklıkla kilo kaybının görüldüğünü İzmir Özel Sağlık Hastanesi Beslenme ve Diyet Kliniği Diyetisyeni aynı zamanda Psikolog Sinem Adilak, bu süreçte vücut bağışıklığının doğal besinlerle desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Adilak, "Kanser, hücrelerin kontrolsüz çoğalması olarak tanımlanır. Bizler biliriz ki kanser vakalarının neredeyse üçte biri beslenme kaynaklıdır. Sigara kullanımı, dumanlanmış besinlerin fazla tüketimi, sebze ve meyvelerin yetersiz tüketimi, yağlı ve şekerli besinlerin vücuda alımı, aşırı alkol kullanımı kanser riskini arttıran faktörler arasındadır. Kemoterapi veya radyoterapi tedavisi gören hastalarımızda süreç içerisinde tat ve kokuda aşırı duyarlılık, bulantı ve kusma, hızlı kilo kaybı, ishal ve kabızlık, ağız içi yaralar gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bizler Beslenme Uzmanları olarak, kanser hastalarına bu süreçte sunduğumuz önerilerle kilo kaybını önlemeyi ve bağışıklığı doğal besinlerle desteklemeyi amaçlıyoruz" dedi.
Dengeli beslenme vurgusu
Diyetisyen Adilak, hastaların yeterli protein ve kalori alabilmesi için; et, yumurta, peynir, kuru baklagil, sebze ve meyve, tahılları yeterli ve dengeli şekilde tüketmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Hastaların bu süreçte sıklıkla iştah kaybı şikayetiyle kendilerine başvurduklarını dile getiren Sinem Adilak, şöyle devam etti:
"Genellikle günün ilk öğünü olan kahvaltıda besin tüketimi diğer öğünlere nazaran daha fazla olur. Biz de bunu bir avantaja çevirebilmek adına kahvaltıda taze sıkılmış meyve sularını (greyfurt hariç), yumurta ve peynir gibi önemli protein kaynaklarını hastalarımıza öneririz. Az az sık sık yemek yemek bu süreçte günlük kalori alımınızı tamamlayabilmenize yardımcı olacaktır. Çantanızda her daim kraker, meyve, kutu yoğurt veya kuru meyve bulundurmanızı canınız istediğinde her an gıdaya ulaşılabilirliği artıracaktır. Tedaviden kaynaklanan ağız içi yaralarınız veya yutkunma zorluğunuz var ise tüketimi kolay olan muz, patates püresi, yoğurt veya çorba gibi yiyecek, meyve ve sebzelerin püre halini tercih etmenizi öneririz. Acı, tuzlu, sıcak ve asitli yiyecekleri bu süreçte önermiyoruz. Kabızlık oluştuğunda ise günlük beslenme düzenindeki posa oranlarına bakılır ve posa alımınızı arttırmak için, kuru baklagiller, sebze ve meyveler, tam buğday ürünleri, bulgur, tam buğday makarna, çavdar ekmeği gibi yiyecekler diyete eklenmelidir. Hastaya hafif egzersizler önererek gerektiğinde probiyotikler ile program desteklenmelidir" şeklinde konuştu.
Yağlı ve baharatlı yiyeceklerden kaçının
Bulantı ve kusma sıklıkla oluyor ise sıvıların zamana yayılarak tüketilmesi gerektiğini kaydeden Sinem Adilak: şöyle devam etti:
"Bu süreçte en büyük kurtarıcımız krakerler ve kızarmış ekmekler olacaktır. Yağlı ve çok baharatlı gıdalardan da uzak durmanızı bulantıyı tetiklememek adına önermekteyiz. Tedavi süresince ve tedavi sonrasında bolca sebze, kuru baklagil ve greyfurt hariç meyve tüketiniz. Yağlı ve şekerli besinlerden, asitli meşrubatlardan, şarküteri ürünlerinden uzak durunuz. Günde minimum 10 bardak su içiniz ve az yağlı süt ve süt ürünlerini tercih ediniz. Yağsız et, derisiz tavuk, derisiz hindi ve balık yiyiniz. Kilonuzu korumak bizim için son derece kıymetlidir bu nedenle hafif şiddetli fiziksel aktiviteyi mutlaka öneririz. Toplumumuzun kanser ve kanserden korunma konusunda farkındalığını artırabilmek adına ülkemizde, her yıl ’Ulusal Kanser Haftası’ etkinlikleri düzenlenmektedir. Bizler de Özel Sağlık Hastanesi Beslenme ve Diyet Kliniği olarak hastalarımızın sadece Ulusal Kanser Haftasında değil, her zaman yanında olduğumuzu hatırlatır, sağlıklı günler dileriz."