Samsunspor tarihinin ikinci başkanı olan ünlü iş adamı Yılmaz Ulusoy, Fenerbahçeli Lefter Küçükandonyadis ile Galatasaraylı Turgay Şeren’in takımın başına teknik direktör olarak nasıl getirdiğini yıllar sonra anlattı.
Samsun Büyükşehir Belediyesi’ne ait ’E-Dergi’ye konuşan Yılmaz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Ulusoy, 26 yaşında oturduğu ve 3 yıl başkanlığını yaptığı Samsunspor günlerini anlattı. Kırmızı-beyazlıların tarihindeki ikinci başkan olan ve kulübe tarihinin ilk şampiyonluğunu kazandıran iş insanı Yılmaz Ulusoy, “Samsunspor’un kuruluşunda yer aldım. Kurulduğunda ilk yöneticilerden biriydim. Başkanlık hayalim yoktu. Samsunspor’a hizmet etme hayalim vardı. Arkadaşlarım layık gördü ve Şubat 1968’de beni başkan seçti. Samsunspor başkanlığımda çok güzel 3 sene geçirdim. Çünkü benim başkan olduğum sürede Samsunspor 1969 yılında şampiyon olarak 1. Lig’e çıktı. Bu tarihinin ilk şampiyonluğuydu. Bu ilkin yaşanmasında bir katkımız olduysa ne mutlu bize. Çok önemsediğimiz bize çok manevi haz veren bir durumdu. Şampiyon olduğumuz sene takımın başında antrenör Kamuran Soykıray vardı. Allah rahmet eylesin. Çok çalışkan ve disiplinli bir insandı” dedi.
“Gündemde kalabilmek için Lefter ve Turgay Şeren’i getirdik”
O dönemlerde bugünkü gibi medya ve büyük organizasyonlar, imkanlar olmadığını hatırlatan ünlü iş insanı Yılmaz Ulusoy, “Üç büyük takım olarak ifade edilen Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş var. O zamanlar bizim sesimizi duyurabilmemiz için, şöhretli futbolcu ve şöhretli antrenörler ile çalışmamız lazımdı. Biz de o dönemin en popüler futbol yıldızları Fenerbahçeli Lefter Küçürandonyadis ve Galatasaraylı Turgay Şeren’i takımın başına teknik direktör olarak getirdik. Basında, gündemde kalabilmek için bu isimlere ihtiyacımız vardı. Bu isimleri alarak geçen zamanı çok iyi değerlendirdik” diye konuştu.
Unutamadığı maçları ve anılarını anlatan Ulusoy, “Evlenmenin vakti zamanı gelmişti. Evlilik ile bu işin yürüyeceğini pek tahmin edememiştim. Takım o yıl şampiyon olmuştu, tadında bıraktım. Görevini iyi yapmış mesul insanların masayı terk etme zamanını iyi tespit etmeleri lazım. Ben Samsunspor sonrası evimi, işimi İstanbul’a taşıdım ve Avrupa’ya açıldım. İşlerim çok yoğundu, spora ayıracak vaktim hiç yoktu. Bizim dönemimizde saygı, sevgi, dayanışma, yardımlaşma içerisinde öyle profesyonel bir kulüptük. Samsunspor’u takip ediyorum ama çok yakından takip ediyorum dersem yalan olur. İlk göz ağrım unutmak mümkün değil” diyerek bugünkü futbol iklimini şöyle değerlendirdi:
“Sanayileşmiş ve medeniyetin her geçen günün dünyamızda her şey bozulduğu gibi futbolda bozulmaya başlamıştır. Maalesef futbolda bundan nasibini fazlasıyla almıştır. UEFA ve FIFA başkanının azledildiği, maçların yarıda kaldığı, bir futbol ki her geçen gün bir o kadar da geriye gidiyor. Bu masraflara bu kulüpler dayanamaz. Tüm kulüpler gırtlağına kadar borçlu. Bu deniz bir gün ya biterse?”