Çiftçi bir aileden gelen Saide Karataş, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesinden mezun olduktan sonra Aksu ilçesinde en büyük hayali toprakla buluşarak işini yapmaya başladı. 35 dönüm arazisi üzerinde ağırlıklı olarak domates yetiştiren Karataş, biber ve başka ürünler de yetiştiriyor. Karataş, 35 dönüm arazide her gün nasıl ter döktüğünün anlatarak, “Çiftçilik benim mesleğim. Çiftçi çocuğuyum. Hayalim kendi işimi kurmaktı. Toprağı seviyorum. Evlendikten sonra üreticiliğe başladım. 23 yıldır örtü altı sebze tarımı yapmaya başladım. Adım adım ilerleyerek bu günlere geldik. Şu an toplamda 35 dönüm ekili örtü altı seramız var. Ağırlıklı olarak domates yetiştiriyoruz” dedi.
"Türk tohumu kullanıyoruz"
Önceden yabancı menşeli tohumları kullanmaktan duyduğu rahatsızlığı dile getiren Karataş, yerli tohum kullanımını şöyle anlattı:
“Eskiden kullandığımız tohumlar İsrail ve Hollanda menşeli tohumlardı. Şimdi artık Türk firmalarının ürettiği tohumları kullanıyoruz. Yerli tohumun kalitesinden ve veriminden çok memnunuz. Yerli tohum üreten Türk firmalarına teşekkür ediyorum. Yerli tohum kullanma taraftarıyım. Çünkü bu çok kuvvetli bir sektör. Dışardan yabancı tohumları ithal ediyorsunuz, o ayrı bir milli servet kaybı. Bizim değerli mühendislerimiz çok başarılı tohumlar üretiyorlar. Bizde 35 dönüm seramızda yerli tohum kullanıyoruz.”
Yılın 11 ayını üretmekle geçirdiğini ifade eden Karataş, "Ağustos ayında dikime başlıyoruz. Onun öncesinde toprak hazırlığını yapıyoruz. Ertesi yıl Temmuz sonuna kadar çalışıyoruz. 11 ay sahadayız. Bir ay toprağa solarizasyon yapıyoruz. Toprağı dinlendiriyoruz. İklim müsait olduğu için Aksu’da toprağı randımanlı kullanabiliyoruz" dedi.
"Kadın çiftçilerimiz emeklilik hakkı istiyorlar"
Çiftçi kadınların çok fedakar olduklarını belirten Karataş, kadın çiftçilerin emeklilik hakkı istediğini dile getirdi. Karataş, “Nerede kadın çiftçilerin çalıştığı bir sera görsem yanlarına gidiyorum. Onlara ücretsiz danışmanlıklarını yapıyorum hem de bitkilerini gözlemliyorum. Çiftçi kadınlarımız çok fedakârlar. Hem ev hanımı, hem anne hem de seralarında maddi karşılık beklemeden çalışan kişiler. Gezdiğim her yerde üretici kadınlarımız emeklilik hakkına sahip olmak istiyorlar. Hükümetimiz nasıl bir ayarlama yapar bilemiyorum ama bu konuda çok talep var. Cumhurbaşkanımızın ev hanımlarına yönelik emeklilik konusunda bir çalışma istediğini biliyorum. Reel anlamda faaliyete geçmedi. Serada çalışan kadınlarımız bu hakkı kendilerine de istiyorlar” diye konuştu
"Hükümetin desteği bizim için önemli"
Üreticiliğin en zor taraflarından birinin yurt dışından satın alınan ürünlerin maliyetlerinin çok yüksekliği olduğunu söyleyen Karataş, şunları kaydetti:
"Dolar arttıkça girdi maliyetleri artıyor. Yurt dışından alınan ürünler, üreticinin belini büküyor. Seralarda arı kullanılıyor. Arı konusunda devletimizin yüzde 50 desteği var. Biyolojik mücadelede dönüm başına destekleme veriyor. Bunlar hakikaten çiftçi tarafından takdir edilen çalışmalar. Çiftçi, şunu dört gözle bekliyor. Ben hükümetimizin Tarım Bakanlığıyla bir çalışması olduğunu biliyorum. Fide desteği talep ediyorlar. Sera üreticilerinin hemen hemen yarısına yakını fide istiyor. Fideler yerine göre ücretleri farklı oluyor. Sera üreticilerinin isteği bu yönde. Şu an bununla ilgili yapılan çalışmanın sonlandırılmasını üretici istiyor."
"Tarım Kredi Kooperatifinin bu çalışmasını destekliyorum"
Çiftçiliğin büyük risk olduğunun altını çizen Karataş, alternatif satış noktalarının olmasının çiftçiyi rahatlattığını söyledi. Karataş, "Ekiyorsunuz ama o yıl ne olacak önünüzü göremiyorsunuz. Domates yetiştiriyorsunuz, kaça satacağınızı bilemiyorsunuz. Çünkü bunu ihracat belirliyor, arz talep dengesine göre şekilleniyor fiyatlar. Önemli bir ihracat kapımız Rusya, bu kapı kapandığı zaman biliyorsunuz üretici neredeyse felç oluyor. Çünkü iç piyasa üretilen malı karşılayamıyor. Çok fazla mal üretiyoruz, ihraç etmemiz gerekiyor. Üretici şunu istiyor; Rusya’ya bağımlı kalmadan ihracat kapılarımızı çeşitlendirmek gerekiyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya kapısının tekrar açılması konusunda yoğun çaba sarf etti. Onun emeği çok büyüktür. Ama Tarım Kredi Kooperatifi, şöyle bir uygulama yaptı. Domatesi üreticiden aldılar ve marketler zincirlerine sattılar. Bu sebze ve meyve hallerine olan arzı böldü, çeşitlendi pazar. Çiftçinin karşısında alternatifler oluştu. Tarım Kredi Kooperatifinin bu çalışması önemli. Aynı zamanda yine bir firma, aylara göre fiyatlar belirlemiş. Bir ay 3 TL, domatesin az olduğu aylar 3,5 TL gibi. Şimdiden fiyatlarını belirlemiş ve üreticilerle anlaşıyor. Açıkçası bu üreticinin istediği bir şeydi. Yani üretici ben şu kadar mal üretirsem şu kadara satarım rahatlığına kavuşuyor. Tarımda bunun gibi başarılı çalışmalar oluyor" dedi.
"Gençler teknolojik tarımda başarılı"
Gençlerin tarıma yöneldiğini ifade eden Karataş, gençlerin teknolojiyi sevdiğini hatırlattı. Tropikal meyvelerin ilçe genelinde artmasının gençleri tarıma yönlendirdiğini kaydeden Karataş, "Gençler teknolojiyi seviyor. Mesela bilgisayar sistemi ile sulama, havalandırma, gübreleme, topraksız tarım, katlı çilek seraları gençlerimizi cezbediyor. Mesleği tarım olmayanlar bile üretime başladılar. Gençler üretmek istiyor. Hükümetimiz de bu konuda genç çiftçilere destekler veriyor" dedi.
"Toplulaştırma konusu bir an evvel sonuçlanmalı"
Son olarak tarımda toplulaştırma konusuna değinen Karataş, Kundu, Solak, Boztepe ve Kumköy mahallelerinde toplulaştırma çalışmasının yaklaşık 5 yıldır devam ettiğini söyledi. Hem miras yoluyla hem de satış yoluyla bölünen araziler için toplulaştırmanın birçok yönden üreticiler için avantaj olduğunu ifade eden Karataş, "Bu durum 5-6 yıldır bölgemizde devam ediyor ama bir türlü sonlandırılamadı. Toplulaştırmanın çiftçiye sunacağı faydanın farkındayız. Artık bitmesi, nokta konulması gerekiyor. Birkaç vatandaşın toplulaştırmadan dolayı dava açtığını ve açılan davaların sonucunun beklendiğini biliyoruz. Bu bölgelerdeki vatandaşlar için inanılmaz bir sıkıntı. Üreticiler sera yaptırmak, ağaç dikmek, meyve yetiştirmek istiyor. Ama arazisinin sınırlarını net olarak bilmediği için hiçbir işlem yapamıyor. Bizde büyük sıkıntı çektik. Toplulaştırma henüz bitmemiş, sizin sınırlarınız koordinatlarla ölçülüp belirlenmemiş, o yüzden siz seranızı ve bahçenizi yapamıyorsunuz. Yöneticilerimiz evet ilgileniyorlar, birkaç vatandaş dava açtı diye yüzlerce arazi sahibi mağdur edilmemeli" diye konuştu.