Doğan, babasını anlattı

12 Nisan'da hayatını kaybeden Alanya siyasetinin efsane ismi Hayri Doğan'ın oğlu Hüseyin Doğan, hem babasının son günlerini hem de tedavi sürecinde yaşananları anlattı.

Doğan, babasını anlattı

12 Nisan'da hayatını kaybeden Alanya siyasetinin efsane ismi Hayri Doğan'ın oğlu Hüseyin Doğan, hem babasının son günlerini hem de tedavi sürecinde yaşananları anlattı.

27 Nisan 2016 Çarşamba 22:46
Doğan, babasını anlattı
12 Nisan'da hayatını kaybeden Alanya siyasetinin efsane ismi Hayri Doğan'ın oğlu Hüseyin Doğan, hem babasının son günlerini hem de tedavi sürecinde yaşananları anlattı.

Tedavi gördüğü Başkent Üniversitesi Alanya Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde 12 Nisan Salı günü hayatını kaybeden Alanya siyasetinin efsane ismi Hayri Doğan'ın oğlu Hüseyin Doğan, cenaze töreni sonrası ilk kez konuştu. Tedavi süresince babasının, kendisinin ve ailesinin yaşadıklarını anlatan Hüseyin Doğan'ın baba Hayri Doğan'a duygusal vedası ve kurduğu cümleler dikkat çekiciydi. Alanya siyasetinin efsane ismi, 19. ve 20. Dönem Doğru Yol Partisi (DYP) Antalya Milletvekili olan babası Hayri Doğan'ın cenazesi için taziye dileklerini ileten, cenazeye yetişemeyen veya sonradan duyup kendilerini arayan, taziye çadırına gidip acılarını paylaşan, cenaze evini kendi cenazesi gibi görüp canla başla çalışan tüm dostlarına ve merhum Doğan'ın ruhuna bir Fatiha-ı Şerife gönderen herkese teşekkür eden Hüseyin Doğan, şunları söyledi:

'KOCAMAN BİR ROMAN GİBİYDİ'
Babamı anlatmaya ne benim ne de bir başkasının dizeleri yeter ama ne içim içime sığıyor, ne de kendime engel olabiliyorum. Kocaman bir romandan iki dakikalık bir bölüm gibi yazabildiklerim ancak. Babam benim, canım babam.  Hasta yatağındayken bile yine bir vatandaşın derdine derman olmaya çalıştı canım babam. Yoruldu ama halletti, üç kere telefon etti ama halletti o işi hasta yatağında, canım babam. Hep 'Alanya' dedi, 'Yaylalar' dedi, 'Yollar, elektrik, su' dedi. Çalıştı, çalıştı, çalıştı. 'Kavga dövüş açtık yolları, ben yaparım, kanun arkamdan gelir' der çalışırdı, koşuştururdu, yardımcı olurdu.

'TAM BİR GARİBAN BABASIYDI'
Dost insandı, dost kazanırdı hep. Sinirlendi mi Toroslar inler, ama küs kalmazdı. Kendi işi için sıra bekler ama vatandaşı bekletmezdi. Garibana babalık yapardı. Yanlış olan her şeye en sert şekilde müdahale ederdi. Bir ömrünü siyasete, hizmete, memleketine ve ülkesine adadı. Biz daha uyanmadan TBMM'ye gider, geç saatlerde gelirdi. Doğru düzgün göremedik babamızı işin açıkçası. 'Benim sermayem dostlarım' dedi, 'Hayır duası almak bize yeter, paraya pula gerek yok' dedi, 'Siyasette barışmasını bilmiyorsan, küsmeyeceksin' dedi, dedi, dedi.  Bu sözler aslında hep öğüttü hepimiz için. Anlayana katkısı olacak öğütlerden.

'HASTA OLMASI BİZE ÇOK KOYDU'
Ne sıkıntısını belli eder, ne de dert yanardı kimseye ama elbet sıkıntısı vardı, derdi vardı. Bunu ne biz bildik, ne de bir başkası. Hep gülmeye çalışır, kimse üzgün olsun istemezdi. Babamın hastalığını bırakın, grip dahi olduğunu görmemiştim bugüne kadar. Çok koydu hastanede olmak bize ama yapacak bir şey yok, Allah-u Teâlâ bizden çok seviyormuş babacığımı, onu aramızdan benim sünnet günüm, annemle babamın evlilik yıldönümü, 12 Nisan'ın geçmişte bizler için en önemli dakikaları olan 21.30 civarı aldı. Cennet mekan babama dualarınızı eksik etmemenizi en kalbi duygularımla rica ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum."
Son Güncelleme: 27.04.2016 22:52
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner81